İMAN

Mazlûmun Ahı Çetindir

Cenâb-ı Hakk’ın adâleti ve mazlumların duâsını kabul etmekteki hakkāniyetini bilen bir kişi, en küçük bir haksızlık yapmaktan dahî çok büyük bir endişe duymalıd

Allah’ı (cc) Kaybeden Neyi Buldu?

Cenâb-ı Hakkʼın rızâsına ermek istiyorsak, evvelâ Oʼnun hakkımızdaki takdîrine râzı olmayı bilmeliyiz.

Nasıl Bir İmtihan İstersiniz?

Sabır, büyük ve çetin bir imtihan mevzuudur. Sabrın dünyevî tarafı acı, fakat uhrevî tarafı ilâhî mükâfatlarla doludur.

Sırât-ı Müstakîm Üzere Yaşamak

Cenâb-ı Hak, kullarından her an “istikâmet” üzere bulunmalarını, yani “emrolundukları gibi dosdoğru” olmalarını istemektedir. Peki bizlere düşen vazifeler neler

Hazret-i Lokman'ın Oğluna Öğütleri

Lokman -aleyhisselâm-, oğluna nasihat ederken öncelik olarak neleri öğütlüyor? Oğluns dünya ve ahiret hayatı için hangi tavsiyelerde bulunuyor? İşte Lokman -ale

Peygamberimizi Nasıl Sevmeliyiz?

Gül ağacından murâd; ne kök, ne gövde, ne diken, ne yaprak; sadece güldür. Yaprak için o gül ile beraberlik ne büyük bir şereftir. Gövde için o güle hizmet ne b

Ashâb-ı Rakîm Kimdir?

Kur’ân-ı Kerîm’de zikredilen “Ashâb-ı Rakîm”, İsrâiloğulları zamanında yaşamış üç gençtir. Onlar Allah'ı ve emirlerini ve aynı zamanda salih bir kulma olma çaba

Şehvet Nedir?

Hayatımızı kendimiz için bir ebedî azap değil de sonsuz bir saâdet sermayesi kılabilmemiz için en başta nefislerimizin aşırı arzularına dur diyebilecek bir sabı

Müminin Kalbinde ki En Büyük Endişe Nedir?

Dünya hayatında âhiret endişesini canlı tutmanın pek güzel misalleri bize diğer ashâb-ı kirâm ile birlikte bilhassa Hz. Ömer (r.a)’in hayatından nakledilmiştir.

Nelerden Hesaba Çekileceğiz?

Âhirette bütün amellerimizden, dünyada yararlandığımız nîmetler­den, konuşmamız gerektiği yerdeki susmalarımızdan, susmamız gerektiği yerdeki konuşmalarımızdan,

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.