İbadet Hayatımız

İslam'ın Güven ve Barış Çağrısı

Bugün tüm Türkiye'de camilerde okunan cuma hutbesinin konusu “Selâm: İslâm’ın Güven Ve Barış Çağrısı” oldu.

İman Edenlere Sesleniş

Kur'an'ın hangi ayetine tutunulsa, bir şahsiyet inşası süreci başlar ve rahmet insanı - rahmet toplumu olma yoluna girilir. Onun için ayet-i kerime, kişilik değ

Nakşibendiyye Yolunda Sohbetin Önemi

Nak­şî­lik­te soh­bet ve ic­ti­mâ­îleş­mek esas­tır. Bu se­bep­le, tek ba­şı­na ten­ha bir yer­de hal­ve­te gir­mek de­ğil, zâ­hi­ren ka­la­ba­lık­lar için­de o

Alimlerimizi Bekleyen Büyük Tehlike!

Âlimleri bekleyen en büyük tehlike, halkın itibarı karşısında şımarmak ve şöhret sevdalısı hâline dönüşmektir. Hatta bilerek ya da bilmeyerek ilahlaşma ve Rable

Allah Dostlarının Sohbetleri

Allah dostlarının, insanların rûh ve kal­bi­ne te­sir mak­sa­dıy­la kul­lan­dık­la­rı en mü­him vâ­sı­ta­lar­dan bi­ri olan sohbet ve zikir meclisleri, ilâhî ra

Şeytan İnsanı Nasıl Kandırıyor

Şeytan insanı nasıl kandırıyor? İnsana aldatmaya çalışırken neler fısıldıyor? Şeytanın vesveselerine karşı yapmamız gereken şeyler nelerdir? İşte cevabı...

Sohbetlerde Manevi Reçete Var

Sohbetler ne kadar ibâdet vecdiyle îfâ edilirse o kadar mânevî tecellî husûle gelir. Zira sohbetler, bir bakıma muhâtaba reçete yazmaktır. Kitaplar, numarasız g

Dinini Kimden Öğreniyorsun?

Dini tahsilde bulunan kimselerin, dinini kimden öğrenmeleri hususunda uyanık olmaları, dini kimden öğreneceklerine çok dikkat etmeleri gerekiyor.

Müslümanın Üç Özelliği

Her Müslümanın din kardeşliğinin gerektirdiği bir takım hakları ve vecibeleri vardır. Her Müslümanın görevi, bunları yerine getirmek olmalıdır. Aşağıdaki hadis-

Müslüman Genç Nasıl Yetiştirilmeli?

Diyanet İşleri Başkanlığı bugün tüm camilerde okunan cuma hutbesinde gençlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiğiyle ilgili önemli noktalara değinildi.  "Aziz mille

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.