İbadet Hayatımız

Eviniz Allah'ın Evlerinden Biri Olsun İster misiniz?

Evlerde sohbet meclislerinin kurulmasının fazilet ve bereketi nedir? Evinin Allah'ın evlerinden bir ev olmasını isteyen mümin ne yapmalıdır?

Amelleri Boşa Gidenler İle İlgili Ayetler

Dünya hayatında yaptığı amellerin boşa gittiği kimseler kimlerdir? “Yaptıkları ameller yüzünden en çok zarara uğrayacakları haber verelim mi?” (Kehf 103) kimden

Onlar İki Dünyada da Gazaba Uğrayacaklar

Cenâb-ı Hak; adâleti emreder, zulmü ise yasaklar, zâlimleri sevmez ve iki dünyada da onlara gazab eder. Ekseriyâ daha dünyada iken zâlimler, kahra uğrarlar.

“Yoksa Kalplerinin Üzerinde Kilitler Mi Var?” Ayeti

Kuran “Onlar, Kur’ân-ı inceden inceye düşünmezler mi? Yoksa, kalplerinde kilitler mi var?” diyerek kimleri uyarıyor? Kalplerdeki kilitleri kırmanın yolu nedir?

Cennet Ehlinin Dünyada Hasret Duyduğu Tek Şey

Cennet ehli olanlar dünyada sadece neye hasret duyacakları? Peygamber Efendimiz (s.a.v) cennet ehlinin bu hasreti için ne buyuruyor? Peygamberimizden (s.a.v) ta

Dünya ve Ahiret Kurtuluşu İçin Tek Yer

Dünyevî ve uhrevî kurtuluşumuz için; ilmimize, amelimize, sıhhatimize, gücümüze, imkânlarımıza güvenmeyip her dâim Cenâb-ı Hakk’ın lûtfuna sığınmamız gerekir.

Ruhun Gıdası Nedir?

Ruhun gıdası nedir? Bedenin yaşayabilmesi için nasıl ki hava, su ve gıdâ zarurîdir; aynı şekilde rûhun da hayatî derecede birtakım ihtiyaçları mevcuttur. Hattâ

Kendini Büyük Gören Gafillerin Sonu

Kendisini büyük gören, Allah'ı (c.c) unutup had ve hudutlarını aşan kibir sahibi gafil kimseleri nasıl bir son bekliyor? Helak olan milletler ve ibret alınması

İlahi Affın Dışında Kalan Günah

Kul hakkı, ilâhî affın dışında kalan bir husustur. Bu yüzden kul hakkına girmekten titizlikle sakınmak gerekir. Kul hakkı hususunda, Âhiret'te peygamberlerden s

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi: ‘Ayasofya Camii Hayırlı Mübarek Olsun’

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'den Ayasofya Camii hakkında kıymetli nasihat ve öğütler? Ayasofya Camii'nin önemi ve kıymeti nedir? Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'ni

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.