HADİSLER

"Hiç Kimse Ameliyle Cennete Giremez..." Hadisini Nasıl Anlamalıyız?

Hadiste "Hiç kimse ameliyle cennete giremez..." buyruluyor. Bu hadis üzerine sahabenin “Siz de mi yâ Rasûlâllah?” sorusuna Peygamberimiz (s.a.v) ne ya

"O Kimse Kıyamet Gününde Cennetin Kokusunu Bile Duyamaz" Hadisi

Cennetin kokusunu kimler alamaz? "Kim kendisinde Allah'ın rızası aranan bir ilmi sadece dünyalığa sahip olmak için öğrenirse, o kimse kıyamet gününde cenne

“ Müminden Başkasını Dost Tutma, Yemeğini Müttakîlerden Başkasına Tattırma!” Hadisi

Hadisi şerifi nasıl anlamalıyız? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Peygamber (s.a.v) Efendimiz'in Cebrâil (a.s) İle Daha Sık Görüşme İsteği İle İlgili Hadis

Peygamberimizin (s.a.v) sorusuna Cebrail (a.s.) ne cevap veriyor?

“Kadın Dört Sebepten Biri İçin Alınır…” Hadisini Nasıl Anlamalıyız?

Peygamber Efendimiz (s.a.v), kadın olsun erkek olsun eş seçerken iki tarafın da öncelik olarak hangi hususu gözetmesi gerektiğini söylüyor?

Hasta Ziyareti veya Sevdiği Bir Kişiyi Ziyaret Etmenin Fazileti İle İlgili Hadis

Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Allah İçin Sevmek İle İlgili Ayet ve Hadisler

Allah (c.c) için sevmenin önemi ve fazileti nedir? Allah (c.c) için sevmek ile ilgili ayetler ve hadisler...

"İyi ve Kötü Arkadaşın Hali, Güzel Koku Satanla Körük Çekenin Haline Benzer…" Hadisi

Hadisi şerifte iyi ve kötü arkadaş neye benzetiliyor? Hadisi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Hz Ebubekir ve Hz Ömer Efendilerimiz'in Ümmü Eymen’i (r.a) Ziyareti İle İlgili Hadis

Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz?

“Allah Teâlâ, Yaşlılara Saygı Gösteren Gence, Yaşlılığında Hizmet Edecek Kimseler Lutfeder” Hadisi

Allah Teâlâ, yaşlılara saygı gösteren, yardım eden gence nasıl bir mükafatta bulunacak? Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.