Kadir Mısıroğlu: Almanya'da Bir Türkiye Doğuyor

Hayatının bir bölümünü Almanya'da geçirmiş olan Tarihçi-Yazar Kadir Mısıroğlu ile son zamanlarda dinlemeler ve fişlemelerle Türkiye kamuoyunda en çok konuşulan ülkelerden biri olan Almanya'nın, Müslüman Türklere yönelik tutumları hakkında konuştuk. Almanların özellikle Türk nüfusunun büyümesinden kaygı duyduğunu belirten Mısıroğlu, bu kaygının sosyolojik temellerini islamveihsan.com'a sizler için anlattı.

Röportaj: Furkan Hasdemir

Son zamanlarda Almanya'nın, Almanya'daki camilerde namaz kılanları fişlemesi ve bazı dinleme iddialarının içinde bulunması, kamuoyunun gündemini yoğun bir şekilde meşgul ediyor. Almanlar Müslüman Türklerden korkuyor mu? Bu çekincelerinin sebepleri nelerdir?

Alman nüfusu eksilmekte. Almanya’daki Türk nüfusu da Stern’in ifadesine göre 300 bin kişi artmakta. Almanya da içindeki Nazi kafalılardan korktuğu için Türk nüfusunu eksik gösteriyor.

“TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?” KARİKATÜRÜ

Elimde bir karikatür var. Frankfurt Main Nehri kenarındadır. Frankfurt ile karşı tarafındaki Sachsenhausen, bizim boğaz gibi birbirine köprüyle bağlıdır. Bu karikatürde, köprü üzerinde kısa bacak pantolon giymiş ve yanında köpeği olan bir Alman geliyor. Köprünün öbür köşesinde kulübemsi bir yerin üstünde pizza yazıyor. Köprünün diğer tarafında da kulübemsi bir yer var. Oraya da döner yazmış. Pizza bir İtalyan’ın, döner Bir Türk’ün. Onlar birbirlerine; “Aaa! bir Alman geliyor” şeklinde sesleniyorlar. Altına da şöyle yazmış; ‘sene 2024’.

“Bir Alman, 2024’ün Almanya’sında azınlık hale gelecek” diyerek, Halka, Siz yok oluyorsunuz, bunlar çoğalıyor, Almanya elimizden çıkacak” mesajı veriyor. Ve bu korku da yerindedir.

Çünkü insanlar doğduğu yerde çocukluğundan itibaren bir takım hatıralar edinirler. Doğduğu yere meclubiyetin sebebi budur. Almanya’da doğan çocuklar babalarıyla Türkiye’ye geldiklerinde “Ne zaman geri gideceğiz” diyorlar. Çünkü Türkiye’de bir hatıraları yok, hatıraları Almanya’da. Onlara vatan gurbet, asli vatanları orasıdır. Yahudiler gibi doğramaya kalksalar yine de buraya gelmeyecek adamlardır.

TÜRKLER ‘ALMANLAŞMADAN ÇOĞALIYOR’

Almanlar bu korkusunda haklıdır. Çünkü Türkler ‘Almanlaşmadan çoğalıyor’. Benim Asteris diye Rum bir muhasebecim vardı. Bana; Sizi bu Almanya’da kaybolmaktan koruyan tek şey dininizdir. Bu Almanlar bizim Yunanlılarla birinci nesilde kaynaştılar. Çünkü aynı dine mensuplar. Kiliseye, meyhaneye beraber gittiler, her şeyi beraber yaptılar. Bizim Almanya’daki Yunanlıların çocukları Yunanca bilmiyor. Kâmilen Almanca konuşuyorlar ve Almanlaştılar. İslam düşmanlığı dolayısıyla Almanlar sizi hazmetmiyor ve size husumetle bakıyor. Kaynaşma olmuyor ve olmayınca Türkler kendi aralarında gettolaşıyor. Sizi bu koruyor.” dedi

ALMANYA’DA YABANCILIK SADECE MÜSLÜMANLARA MAHSUSTUR

Onun için Almanya’da yabancılık sadece Müslüman olanlara mahsustur. Almanlar, Yugoslavya’dan giden Müslümanlara da yabancı gibi bakar ama Yugoslavya’dan gelen Hristiyan’a böyle bakmaz.

Almanya, Rusya’nın yıkılışıyla birlikte “nüfusumu yeniden telafi edeceğim” diye ümitlendi. Başta günde bin kişi geldi. Şimdi 100’e indi. Ve bu eksilme karşısında çaresizler.

ŞEHİRLEŞME NÜFUS DİNAMİZMİNİ AZALTIR

Bütün Avrupa’da nüfus eksiliyor. Avrupa Birliği’nin düzenlediği bir nüfus istatistiğine göre; Avrupa nüfusu 50 sene sonra 150 milyon eksilecek. En fazla eksilen Almanya’dır. Sadece din olarak değil kavminin de kaybolmasından korkuyorlar. Yahudiler Almanlara; “Sanayileşen toplumda bu normaldir” diyorlar. Evet sanayileşen ülkelerde nüfus dinamizmi geriler. Şehirleşen ülkelerde insanlar çok çocuk yapmaz. Her milletin nüfus dinamizmi köylüye bağlıdır. Köyde 8 çocuk yapan adam İstanbul’a geldiğinde 4 çocuk yapar. Onun çocuğunun da yaptığı çocuk sayısı 2’ye iner. Çünkü büyük şehir insanları hesabileştirir.

Bu sebeple sanayileşen bir toplumda nüfus olarak gerilemek normal olmakla beraber Yahudi bununla kandırıyor aslında emülgatörlerle (besinlere koyulan kimyasal maddelerle) kadınların kadınlık duygularını, erkeklerin erkeklik duygularını zaafa uğratarak, çocuk sevgisinin tabiatını değiştiriyor. Bu uzun bir bahistir. (Emülgatörler hakkında daha fazla bilgi için bknz: http://sebilyayinevi.com/batili-gozuyle-emulgatorler-ve-domuz-eti-gercegi.html?search=em%C3%BCl )

ALMANLAR, BÜTÇESİ BÜYÜK MADDİ TEŞVİKLERE RAĞMEN ÇOCUK İSTEMİYOR

Ben o dönem Batı Almanya’da Frankfurt Ticaret Odası’nın bir istatistiğini gördüm. 48 milyon sigortalı köpek var. Avrupa’da sokakta kedi, köpek olmaz, hepsi sahiplidir. Bir Alman’dan bir paket sigara alsan bir fenik yani bir kuruş eksik versen ve ‘Bir kuruşum yok yüz markım var bozar mısın?’ desen, o parayı bozar. Bir kuruş için yüz markı bozan Alman, bir köpek için ayda 200 mark masraf eder. Köpek bakmayıp çocuk yapsa, 10 bin Mark kiliseden alır. Doğum parası olarak, 6 bin Mark hükümetten alır. Çocuk okumuyorsa 18 yaşına kadar, okuyorsa tahsili boyunca maaş alır. Annesine, devlet memuru ise çocuğa bakması için 2 sene ücretli izin verir.

ALMAN NÜFUSUNUN GERİLEME SEBEBİ MADDİ DEĞİL MANEVİ KİFAYETSİZLİK

İşte Alman, bu kadar maddi destekten vazgeçer. Buna mukabil bir köpek için ayda 200 mark masraf yapar ve 48 milyon köpek bakar. Hükümet ise düzenli olarak maddi teşviki arttırır. Senin nüfusundaki gerileme maddi refah kifayetsizliğinden değil, manevi buhrandan doğuyor.

Stern’in bir röportajı var benim elimde. Çoluk çocuksuz ailelere soruyor, Niye çocuk yapmıyorsun?” diyorlar ki; ‘Büyüyene kadar tatile gidemem.’ Bir başkası; ‘Çocuğum olsa komşunun çocuğuyla kavga eder, bende polisle uğraşırım’, ‘Çocuğum olsa evim dar gelecek, ev değiştirmem lazım’ Böyle sudan bahaneler üretiyorlar. Aslında fıtrat değişmiştir

Bir zaman Duisburg’da Vergi Denkleştirme Bürosu olan İsa adında bir arkadaşımın yanındaydım. Oraya biri Türk biri Alman, lisede okuyan iki tane talebe geldi;

-“Bir röportaj yapmak istiyoruz” dediler.

- ‘Konusu nedir?’ dedik

-“Hocamız ‘Niye bu Türkler Almanya’dan gitmiyor?’ Sorusu hakkında araştırma yapmak için bize vazife verdi ve bu sorumuza cevap istiyoruz.” dediler.

Türk olan çocuğa dedim ki;

-“Oğlum senin amcan var mı?”

-“3 tane var” dedi.

-Halan var mı?

-“Var iki tane”

Kardeşin var mı?

“ Var 4 tane”

Almana sordum;

Senin amcan var mı?

-Yok.

Halan var mı?

Yok.

-Kardeşin var mı?

-Yok.

Dedimki; “Siz bu Türk işçilerine muhtaçsınız. Onun için gitmiyorlar. Siz Türklere iş vermezseniz giderler. Gidin hocanıza benim söylediklerimi söyleyin”

ALMANYA GELECEKTE BİR TÜRKİYE OLACAKTIR

Nüfusu 1 milyon 200 bin gerileyen bir ülkeyi idare edenlerin Türklerden korkması normaldir. Çünkü orası gelecekte bir Türkiye olacaktır.

TÜRKİYE’DE BASKI GÖREN CEMAATLER ALMANYA’DA İNKîŞAF ETTİ

Türkiye’de dine baskı uygulandığı dönemlerde, bu baskının altında ezilenler, Almanya’da dinen müsamaha gördüler. Bugün Almanya’da 3 bin cami var. Başlangıçta minareli camiye müsaade etmiyorlardı. Bugün çifte minareli camiler var. Berlin’de Osmanlı mimarisinde bir cami yapıldı. Hamburg’da ve birçok yerde cami var.

CEMAATLERİN REKABETİ İSLÂM’IN İNKİŞAFINA VESİLE OLDU

Türkiye’de yapılamayan İslami faaliyetler orada yapıldı. Süleymancılar, Nurcular, burada söyleyemediğini orada söylediler. Cemaatlerin rekabetinden de orada İslamiyet fayda sağladı.

Niye biliyor musunuz? Bir yerde ‘Milli Görüş’ bir cami açtı, Milli Görüş’e karşı olan Süleymancılar veya nurcular. Biz buradaki cemaati Milli Görüş’e kaptırdık. Bizde camiler açalım dediler. Tamam ama bir cami; bir imam maaşı, elektrik, su, kira… Cemaat bölünürse camiyi ayakta tutmak için ne yapacaksın? Camiye gelmeyen adamlara, “Bizim camiye gel, camiye gelmiyorsan da çocuğunu gönder, okutalım.” dediler.

İHTİLAFTAN RAHMET DOĞDU

IMG_1129

Camiyi ayakta tutmak için rekabetten camiler çoğaldı. İhtilaftan rahmet doğdu. Münih’te bir imam cemaate kendini sevdirdi. Milli Görüş “Bu bize yarın bir gün kafa tutar” dedi. Ve Hamburg’a yolladı. Cemaatten onu sevenler “Bizim sevdiğimiz hocamızı elimizden niye alıyorsun” diye kızdı. O imam da Milli Görüş’ten ayrıldı, 50 metre ileride başka bir cami kurdu. Bir cami oldu iki cami.

Ben Türkiye’ye geleli 22 sene oldu. 22 sene öncenin gerçeğini söylüyorum size. Münih’te bir sokakta 7-8 cami var. Bu camiler hep ihtilaftan çoğaldılar. Şimdi buna Almanya’daki Afganistanlıları ekle, Yugoslav Müslümanlarını ekle. Batı Trakya’dan gelen Müslümanların bile en az 10 tane camisini biliyorum. Çünkü başlangıçta birbirlerini getirdikleri için toplu halde bulunuyorlar.

ALMANYA İSLAM’DAN KORKMASIN DA NE YAPSIN!

Şimdi Almanya İslam’dan korkmasın da ne yapsın. Sadece din veya tarihi bir kin değil. Üstüne kendi içinde yok oluyor. Yaşlı bir çınar yıkılır da kökten çıkan yeni bir fidan onun yerini alır ya onun gibi. Bir fidan gibi Almanya’da bir Türkiye doğuyor. Bunu görüyorlar. O yüzden ‘ne yapsak da bunları entegre etsek’ diyorlar. Din farkından dolayı %5 entegre ederler. Ama Yunanlıları %100 entegre ederler. Sebepleri bunlardır başla şeylerde söylenebilir de bu kadar yeter.

İslam ve İhsan

KADİR MISIROĞLU İSLAMOFOBİ GERÇEĞİNİ İSLAMVEİHSAN'A ANLATTI

Kadir Mısıroğlu İslamofobi Gerçeğini İslamveihsan'a Anlattı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.