Kadere, Hayır ve Şerrin Allâh’tan Olduğuna Îmân

Allâh’ın irâdesi, bütün oluşlarda mevcuddur. O’nun irâde ve kudretinin dâhil olmadığı hiçbir şey gerçekleşmez. Bir toz bile yerinden kalkamaz ve küçük bir sineğin kanadı kıpırdayamaz. Allâh Teâlâ, ilm-i küll sahibi olduğundan, olmuş ve olacak her şeyi bilir. Olacak bir şeyin ezeldeki takdîri “kader”, onun gerçekleşmesi ise “kazâ”dır.

Kaderin, beşerî ölçülerle lâyıkıyla anlaşılması mümkün değildir. Bu sebeple de pek çok kereler suistimâl edilmiştir. Onun için bu mevzuda derinleşmek hiçbir şey kazandırmaz. Zîrâ:

“Gaybın anahtarları Allâh’ın yanındadır; onları O’ndan başkası bilmez...” (el-En’âm, 59) beyân-ı ilâhîsi kader mevzuunda derinliğe müsâade etmez.

Zâten görmeyen bir insana, nasıl renk tarif edilemez ise, beşerî idrâkle de böyle keyfiyetlerin sırrına erilemez. Ancak Cenâb-ı Hakk’ın ledünnî ilim verdiklerinin bir nebze nasîbi olabilir.

HZ. MÛSÂ İLE HZ. HIZIR'IN KISSASI

Kur’ân-ı Kerîm’de beyân buyurulan şu hâdise bunun en bâriz bir misâlidir:

Cenâb-ı Hakk, Mûsâ -aleyhisselâm-’ı, ledünnî ilme sahip Hızır -aleyhisselâm-’a gönderir ki bu ilmi ondan tahsîl etsin. Bu ilim, sebeplerin ve bahânelerin ötesinden, yani levh-i mahfûzdan bir pırıltı aksettiren ilimdir. Hazret-i Mûsâ ile Hazret-i Hızır yolculuğa çıkarlar. Yolculukta ilâhî tecellîler yaşanır. Nitekim Hızır kıssasındaki hâdiseler, akılla tahlîl edilirse;

Zâhiren, geminin delinmesi, sahiplerine karşı haksızlık ve zulümdür; hakîkatte ise fukarânın geçim vâsıtası olan geminin zâlimler tarafından gasbına mânî olmaktır.

Yine zâhiren, çocuğun öldürülmesi, bir katlidir; hakîkatte ise, sâlih ve sâliha olan ebeveynin âhiret hayâtlarının korunmasıdır.

Yine zâhiren kendilerini tardeden köylülerin duvarının yapılması, mantığa terstir; hakîkatte ise, iki mazlûm yetîme âid emânetin muhâfazasıdır.

Ancak bu hâllerin sırları, ledünnî (Hakk vergisi) bir ilimle ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple kaderin sırrı, akılla idrâk edilemez. Çünkü kaderi kavramak, beşer idrâkinin üzerinde bir keyfiyettir.

KADER HAKKINDA TARTIŞMAMAK

Bunun içindir ki Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, kadere îmân etmekle iktifâ etmemizi emir buyurmuş ve bu husûsta yersiz münâkaşalardan menetmiştir. Öyle ki, kader hakkında tartışan bir gruba rastgeldiklerinde onlara:

“Siz bununla mı me’mûrsunuz? Yoksa ben size bunun için mi gönderildim? Sizden öncekiler bu mes’elede münâzara ettiklerinden dolayı helâk oldular. Sakın bu mes’eleyi münâkaşa etmeyiniz!” buyurmuşlardır.

Dolayısıyla derinleşmekten ziyâde ana nükteyi doğru bir şekilde kavramak bu hususta en mühim ve kâfî bir ölçüdür.

 Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İslam İman İbadet

İslam ve İhsan

HZ MÛSÂ VE HIZIR ALEYHİSSELAM'IN YOLCULUĞU

Hz Mûsâ ve Hızır Aleyhisselam'ın Yolculuğu

KAZA VE KADER İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Kaza ve Kader ile İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.