Kabir Azabından Kurtulmak İçin Okunacak Dualar

Peygamberimiz (s.a.s.) nelerden Allah’a sığınırdı? Kabir azabından kurtulmak için neler yapılır? Kur’ân’ın diğer sûrelerinin her birinden 70 hasene daha üstün ve kabir azabından koruyan sureler...

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, duâlarında:

“Yâ Rabbi! Kabir azâbından, cehennem azâbından, hayatın ve ölümün iptilâlarından ve kör Deccâl’in fitnesine uğramaktan Sana sığınırım!”[1] buyurmak sûretiyle Cenâb-ı Hakk’a ilticâ etmiş ve ümmeti olarak bizlere de bu dört husustan Allâh’a sığınmamızı tavsiye buyurmuşlardır.

Zira kabir âleminde herkes, yanında sadece bu dünyada yapmış olduğu amelleri bulacaktır. Bu sebeple kötü ameller, kişi için büyük bir zillet; sâlih ameller ise sahibi için güzel bir dost ve muhâfızdır.

KABİRDE NELER OLACAK?

Nitekim Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:

“İnsan kabre girdiğinde -mü’min ise- namaz, oruç gibi amelleri etrafını sarar. Melek, namazın olduğu taraftan gelmek istediğinde namaz onu geri çevirir; orucun tarafından geldiğinde oruç onu geri çevirir. Melek uzaktan seslenerek; «Kalk!» der. O da yattığı yerden kalkıp oturur…

Kabirdeki, fâcir veya kâfir biri ise melek yanına gelir. Ölü ile (azap) meleği arasında, (azap) meleğini engelleyecek (ibadet ve sâlih amellerden herhangi) bir şey yoktur…” (Ahmed, VI, 352. Krş. Heysemî, III, 51-52)

“Kişi kabre konulduğunda (azap meleği) gelir. Baş tarafından gelirse, onu Kur’ân tilâveti uzaklaştırır. Elleri tarafından gelirse, zekât ve sadakası uzaklaştırır. Ayak tarafından gelirse, câmilere yürümesi onu uzaklaştırır. Sabır da kenarda büyük bir kalkandır. Melek; «Eğer bir boşluk bulsaydım, ölünün yanına varırdım!» der.” (Heysemî, III, 52)

KABİR AZABINDAN KORUYAN SURELER

Yine “Mülk sûresini çokça okuyanların da kabir azâbından kurtulacakları beyan edilmiştir. Zira Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

“O Mânia’dır.” buyurmuş, yani kabir azâbını men edeceğini, kişiyi kabir azâbından koruyacağını haber vermiştir.[2]

Hazret-i Câbir şöyle buyurur:

“Nebiyy-i Ekrem Efendimiz;

«الۤمۤ . تَنْز۪يلُ» (Secde) ve «تَبَارَكَ الَّذ۪ي بِيَدِهِ الْمُلْكُ» (Mülk) sûrelerini okumadan uyumazlardı.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân [Sevâbu’l-Kur’ân], 9/2892)

Tâbiîn nesli ulemâsından Tâvûs bin Keysan Hazretleri şöyle der:

“Bu iki sûre, Kur’ân’ın diğer sûrelerinin her birinden 70 hasene daha üstündür.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân [Sevâbu’l-Kur’ân], 9/2892)

Bununla birlikte ölüm hastalığında çokça İhlâs sûresini okumanın, kişiyi kabir azâbından kurtaracağı da nakledilmektedir.[3]

Dipnotlar:

[1] Buhârî, Cenâiz, 88; Müslim, Mesâcid, 128-134.  [2] Bkz. Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 9/2890; Hâkim, II, 540/3839; Heysemî, VII, 128. [3] İmâm Şârânî, Ölüm Kıyâmet Âhiret, Bedir Yay. s. 102, 130.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

KABİR HAYATI

Kabir Hayatı

KABİR AZABI NASIL OLUR?

Kabir Azabı Nasıl Olur?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Kabir hususunda etraflıca her konuda(ziyaret.kabirde oturma kalkma.kabirde azaba mani olan ameller ve okunanan sureler vs.) tekrar emeği geçenlerden Hz ALLAHrazı olsun.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.