İslam’da Hibe (Bağış) Nedir?

Bağış (hibe) ne demektir? Bağışın şartları nelerdir? Bağışın hükmü nedir? Bağıştan dönmeye engel olan sebepler nelerdir? İslam hukukunda hibe...

Hibe, “bir mala başkasını karşılıksız sahip kılmak” demektir.

Hibe, diğer sözleşmeler gibi icap ve kabul ile gerçekleşir, hibeyi, hibe edilen kişinin almasıyla da tamamlanır.

İcap, bir kimseye “şu malı sana hibe ettim” demek, kabul de o kimsenin “kabul ettim” sözüdür.

Hibede “bağışladım, hibe ettim, hediye ettim” sözleri icap olduğu gibi, bir kimsenin eşine bir süs eşyası verip “al takın” yahut “al kullan” sözleri de karşılıksız sahip kılmaya delalet eden bağış anlamındadır. Eşin bunu kabul etmesiyle bağış sözleşmesi gerçekleşmiş olur.

Bağış, insanlar arasında sevginin artmasına sebep olması bakımından çok güzel bir yardımlaşmadır.

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Birbirinize hediye verin ki aranızdaki sevgi artsın.” (Buhârî, Edebü’l-müfred.)

Hibe edilen bir malı, hiçbir şey söylemeden almak, kabul sayılır.

Bağışın Şartları

Bağış Yapanda Bulunması Gerekli Şartlar

Bağış yapanın akıllı ve ergen olması şarttır.

Çocuk ile delinin yaptığı bağış sahih değildir.

Bunun gibi çocuğa ait olan bir malı babasının bağış yapması da caiz değildir.

Bağış Yapılan Malda Bulunması Gerekli Şartlar

  1. Mal, bağış yapıldığı anda mevcut olmalıdır.

Bir ağacın ileride olacak meyvesini, bir ineğin doğacak yavrusunu bağış yapmak —henüz mevcut olmayan bir şeyi bağış yapmak olacağı için— sahih değildir.

  1. Bağış yapılan mal, dinen haram bir mal olmamalıdır.

Bu itibarla leş, kan, domuz ve şarap bağış yapılmaz. Çünkü bunlar dinde değeri olan mallar değildir.

  1. Bağış yapılan mal, onu bağış yapana ait olmalıdır.

Başkasına ait olan bir malı, onun izni olmadan bağış yapmak caiz değildir.

  1. Bağış yapılan şey teslim alınmış olmalıdır. Bağışın tamamlanmış olması için bu şarttır. Çünkü bağış yapılmış olan mal, teslim alınmadan kendisine bağış yapılan kimsenin malı olmaz.

Bağışın Hükmü

Bağışın hükmü, bağış yapılan mal, karşılıksız olarak kendisine bağışlananın malı olur.

Bağıştan Dönmek

Yapılan bağıştan dönülebilir. Bu caizdir, ancak mekruhtur, çirkin bir davranıştır. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Bağışından dönen, kusmuğuna dönen gibidir.” (Müslim, “Hibât”, 2.)

Şafii ve Hanbelilere göre —babanın çocuğuna yaptığı bağış hariç— bağıştan dönmek helal değildir. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Çocuğuna bir şey bağış yapan baba hariç, kişinin yaptığı bağıştan dönmesi helal değildir.” (Tirmizî, “Buyû’”, 62, İbn Mace, “Hibe”, 2.)

Bağıştan Dönmeye Engel Olan Sebepler

  1. Bağış yapılan malda, bağışlanan kimse tarafından kıymetini artırıcı bir değişikliğin yapılmış olması.

Bağış yapılan binaya bağış yapılan tarafından ilave yapılmış olması gibi.

  1. Bağış yapılan malı, kendisine bağış yapılan kişi teslim aldıktan sonra taraflardan birinin ölmüş olması.
  2. Bağış yapılan malın, herhangi bir sebeple bağış yapılan kimsenin mülkiyetinden çıkmış olması.

Bağış yapılan malın bağış yapılan tarafından satılmış olması gibi.

  1. Bağış yapılan malın yok olması.
  2. Karının kocasına ve kocanın da karısına bağışta bulunması.
  3. Kendi soyundan gelen akrabalarına bağışta bulunulması.
  4. Bir şeye karşılık bağışta bulunulması.

Ölünceye kadar bakmak üzere malını bağış yapmak gibi.

İşte bu sayılan sebepler, bağıştan dönmeye engel olur.

Babanın Çocuklarına Bağış Yapması

Bir kimse başkalarına bağış yapabileceği gibi kendi çocuklarına da bağışta bulunabilir.

Bir babanın çocuklarına bağışta bulunurken eşitliğe riayet etmesinin müstehab, farklı bağışta bulunmasının ise mekruh olduğunda İslam âlimlerinin çoğunluğu arasında görüş ayrılığı yoktur.

Ashabdan Nu’mân b. Beşîr (ra.) şöyle demiştir:

“Babam bana bağışta bulundu. Annem Revâha kızı Amre babama,

—Sen bu bağışa Peygamberimizi şahit tutmadıkça inanmam, dedi. Bunun üzerine Beşir Peygamberimize (s.a.v.) geldi ve

—Ey Allah’ın Resulü, ben eşim Revâha kızı Amre’den olan oğluma bir bağış yaptım. Fakat Amre, bana sizi şahit tutmamı istedi, dedi. Peygamberimiz (s.a.v.),

—Nu’mân’a yaptığın gibi diğer çocuklarına da bağışta bulundun mu, diye sordu. Beşir,

—Hayır, bulunmadım, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.),

—Allah’tan korkunuz da çocuklarınız arasında adalet ediniz, buyurdu.

Nu’man diyor ki babam Peygamberimizin yanından döndü ve bağışını geri aldı.” (Buhârî, “Hibe, 13, Müslim, “Hibât”, 3.)

Çocuklardan bir veya birkaçına farklı bağışta bulunmak sahih ise de mekruhtur. Bu, çocukların babalarına olan saygılarını azaltır ve kardeşler arasında kırgınlıkların hatta düşmanlık duygularının meydana gelmesine sebep olur.

Ancak, farklı bağışın meşru bir gerekçesi olursa, mesela, farklı bağış yapılan çocuğun körlük, felçlik ve kötürümlük gibi çalışmasına engel bir hâli bulunursa, buna diğerlerinden farklı bağışta bulunmakta herhangi bir sakınca olmaz.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet

İslam ve İhsan

İLAHİ BAĞIŞ VE LÜTUFLAR

İlahi Bağış ve Lütuflar

HİBE (BAĞIŞ) İLE İLGİLİ HADİSLER

Hibe (Bağış) ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.