İslam Ahlakının Temeli

İslam ahlâkının temel kaynağı nedir?

İnsanlığın kendisine konu olarak seçtiği uğraşılar hep merak konusu olmuştur. Altı bin yılı bulan insanlık tarihi incelendiğinde bazı önemli başlıklar dikkatimizi çekmektedir. İnsanların ortak düşünce mevzuları acaba nelerdir? Yıllar içinde kitaplarla ünsiyetim artınca bazı konuların hep öne çıktığını gördüm. Acaba bunları bir başlık altında toplayabilir miydim?

Uzun çabaların sonucunda bazı olguların sıralanabileceğini görünce mutlu oldum. Varlık, bilgi, ahlâk başlıkları hep öne çıkan ana konulardı. Varlık ve bilgi konusunda yazılan kitaplar bir hayli yekûn tutarken ahlâk konusu nedense hep netameli bir alan olarak kalmış. Toplumların yaratılışlarına yani fıtratlarına uygun olan veya olmayan davranış biçimleri, huy, seciye, insanın manevi yapısı gibi özellikler ahlâk şemsiyesi altında toplanmıştır.

İSLAM AHLÂKININ ESASLARI

İslam Ahlâkının Esasları adlı eser Babanzade Ahmed Naim (1872-1934) tarafından 1912’de Lahey’de toplanan “Ahlâk Eğitim Kongresi”ne sunulmak için hazırlanır. Daha sonra bu tebliğ 1913’de Sebilürreşad dergisinde bölümler halinde yayınlanır, 1923’te de kitap halinde basılır. 1945 yılına gelince Ömer Rıza Doğrul eseri sadeleştirip tekrar yayınlar. Kitap gördüğü ilgi üzerine 1976’da bir defa daha basılır. Nihayet Süleyman Hayri Bolay’ın talebesi Recep Kılıç 1994’de kitabı tekrar gözden geçirip gerekli ilavelerle Diyanet Vakfı Yayınlarından okura ulaştırır.

İSLAM AHLAKININ TEMELİ

İslam Ahlâkının Esasları kitabı Ahmed Naim’in hayatı ve eserlerinin anlatıldığı bölümle başlayıp birbirinden farklı alt başlıklarla devam eder. “İslam ahlâkının temeli Hz. Muhammed’in getirdiği dindir” cümlesi kitabın özetidir. Din ve ahlâk, din ve felsefe, ahlâk ve iman başlıkları altında yazılanlar üzerinde düşünülmeye değer şu satırlara acaba siz ne dersiniz: “Din üzerine değil de sadece akıl ile temellendirilmiş olan ahlâk kuralları, belledikleri teorilerin doğruluğuna, kuvvetli bir iman derecesinde inanmış olan düşünürler grubu için belki bir ahlak kanunu olabilir. Oysa bu grubun azlığına delil aramak bile gereksizdir. Geçici arzularını lüks bir hayata değişmeyi işten bile saymayan geniş halk yığınları için ise bu felsefi teoriler hiçbir zaman uyulması gerekli olmak faziletini haiz olmaz.” (sh. 9)

Dinden bağımsız ahlak anlayışlarının topluma kabul ettirilmeye çalışıldığı zamanları yaşadık. Özellikle bir dönem “Vazife ahlâk” adı altında yapılanları unutmuş değiliz. “Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım” şeklinde hayatımıza giren davranışların sonucu ne oldu, bunun etkisi toplumu nasıl savurdu? Bu “vazife ahlakı” denilen düşünce acaba hangi felsefi akımın bir sonucu idi? Kitapta kader inancı, Cebriyecilik, sorumluluk, asli günah, tevekkül gibi başlıklar altında yazılanlar hayli zengin. Farklı seküler ahlâk anlayışlarının bizi kuşattığı bir dünyada yaşadığımızı düşünürsek bu kitabın bizleri esas olması gerekenin rehberliğinde farklı düşünce iklimlerine taşıyabileceğini görebiliriz.

Kaynak: Ali Büyükçapar, Altınoluk Dergisi, Sayı: 432

İslam ve İhsan

İSLÂM AHLÂKI

İslâm Ahlâkı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.