İhsan Bilinci: Kulluğun Zirvesi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “İhsan Bilinci: Kulluğun Zirvesi” başlığıyla yayınlandı.

“İhsan Bilinci: Kulluğun Zirvesi” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde, ihsan bilincinin mümini mümin yapan hasletlerden biri olduğu ifade edildi.

Hutbede ihsanın ibadette ihlası, yalnızca Allah’a ibadet ederek O’ndan yardım dilemeyi, güzel ahlaka sahip olmayı, doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamayı, Allah’ın yarattığı her varlığa iyilikte bulunmayı, müminin mesleğini en güzel şekilde yapmasını, işini hakkıyla yerine getirmesi ve görevine sadakatle bağlı kalmasını gerektirdiği belirtildi.

07.04.2023 tarihli cuma hutbesi...

İHSAN BİLİNCİ: KULLUĞUN ZİRVESİ

Muhterem Müslümanlar!       

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kim ihsan üzere Allah’a kulluk ederse, Rabbi onu mükâfatlandıracaktır. Onlar asla korkmayacak ve üzülmeyeceklerdir.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah her şeyin en güzel şekilde yapılmasını emretmiştir.”[2]

Aziz Müminler!

Mümini mümin yapan hasletlerden biri de ihsan bilincidir. İhsanın özü, kâmil bir imana sahip olmaktır. Cenâb-ı Hakk’ın kâinatı yoktan var ettiğine ve yönettiğine iman etmek, kullarına karşı cömert olduğuna gönülden inanmaktır. Rabbimizi herkesten ve her şeyden daha çok sevmektir. Rehber olarak Kur’an’ı, örnek olarak Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’i, ölçü olarak İslam’ın hayat veren ilkelerini samimiyetle kabul etmektir. Gönül hanemizi tevhitle inşa etmek, ruhumuzun sekinetini Allah’ı zikirde aramaktır.

Kıymetli Müslümanlar!

İhsanın başı, ibadette ihlası kuşanmaktır. Yalnızca Allah’a ibadet etmek ve sadece O’ndan yardım dilemektir. İhsan, aynı zamanda güzel ahlaka sahip olmaktır. Doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamak, Rabbimizin yarattığı her varlığa iyilikte bulunmaktır. Nihayetinde ihsan, müminin mesleğini en güzel şekilde yapması, işini hakkıyla yerine getirmesi, görevine sadakatle bağlı kalmasıdır.

Değerli Müminler!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor:

“İhsan, Allah’ı görür gibi kulluk etmendir. Sen O’nu görmesen de O seni görmektedir.”[3]  Hadis-i şerifte de ifade edildiği gibi ihsan, yalnızca Allah’a kul olmak, her an Allah’ı görüyormuş gibi yaşamaktır.

İhsan bilinciyle yaşayan mümin, namazını kendine miraç kılar. Zekâtıyla kazancını manevi kirlerden arındırır, malını bereketlendirir, kardeşliğini pekiştirir. Orucuyla kendisini kötülüklerden korur, bedenini ve ruhunu şifaya kavuşturur.

İhsan bilincini kuşanan mümin nezaket sahibidir; kimseyi incitmez. Güvenilirdir; emanete ihanet etmez, kul ve kamu hakkına tevessül etmez. Takva sahibidir; yalan ve iftiraya, gıybet ve dedikoduya, kin ve hasede hayatında asla yer vermez.

Aziz Müslümanlar!

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْۜ “Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir.”[4] Evet, ihsan sahibi olmak, halk içinde Hak ile beraber olmaktır. Sorumluluk sahibi bir ebeveyn, vefakâr bir eş, hayırlı bir evlat, iyi bir komşu olabilmektir. Akrabayı gözetmek, mazluma el uzatmak, yetime kol kanat germektir. İhsan sahibi olmak, huzurun ve kardeşliğin teminatıdır. Herkesin canını, malını ve onurunu dokunulmaz bilmek, şiddete asla meyletmemektir. İhsan sahibi olmak, ticarette kimseyi aldatmamak, stok ve karaborsacılık yapmamaktır. Bir malı insafsızca, vicdansızca değerinden fazlaya satarak veya kiraya vererek insanları mağdur etmemek, fırsatçılık yapmamaktır. Rızkı helalinden kazanıp helal olana harcamaktır.

Kıymetli Müminler!

“Rabbinizin mağfiretine, genişliği göklerle yer arası kadar olan ve takva sahipleri için hazırlanmış bulunan cennete koşun.”[5] emr-i ilahisine uyarak Ramazanın rahmet ve bereket ikliminden istifade edelim. Rabbimizin lütfettiği nimetleri bizler de ihtiyaç sahibi kardeşlerimizle paylaşmaya devam edelim. Rabbimizin mağfiretine mazhar olmak için af yolunu tutalım. Kulluğun zirvesi olan ihsan bilinciyle dünyamızı güzelleştirip, ahiretimizi mamur kılalım.

Değerli Müslümanlar!

Ne hazindir ki, yine bir Ramazan ayında selam ve barış yurdu Kudüs bir çatışma yeri haline getirilmek isteniyor. Miracın ilk durağı Mescid-i Aksâ’nın kutsiyeti ve dokunulmazlığı hiçe sayılıyor. Müslümanların öz vatanlarında kendi camilerinde ibadet etmeleri engelleniyor. Ancak bilinmelidir ki Kudüs, herhangi bir toprak parçası değildir; Kudüs, İslam yurdudur, dârü’s-selâm’dır. Tarih boyunca tüm dinlerin varlığını özgürce devam ettirdiği insanlığın ortak mirasıdır. Mescid-i Aksâ, sadece Filistinlilerin değil, bütün Müslümanların harîm-i ismetidir. Tarih boyunca zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alan aziz milletimiz, dün olduğu gibi bugün de yarın da Mescid-i Aksâ’nın yanında olmaya devam edecektir inşallah.

Dipnotlar:

[1] Bakara, 2/112. [2] Tirmizî, Diyât, 14. [3] Buhârî, Tefsîr, (Lokman) 2. [4] Hadîd, 57/4. [5] Âl-i İmrân, 3/133.

Kaynak: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

İHSAN VE MURAKABE İLE İLGİLİ ÖRNEKLER

İhsan ve Murakabe ile İlgili Örnekler

İHSAN SAHİBİ NASIL OLUNUR?

İhsan Sahibi Nasıl Olunur?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.