İdrar Yapılan Toprak İle İlgili Hadisler

İdrarın isabet ettiği toprak ile ilgili hadisler…

Ebû Hüreyre radıyallahu anhdan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem mescidte otururken bir bedevi içeri girdi ve namaz kıldı. (İbn-i Abde iki rekât diyor). Sonra, Ya Allah, bana ve Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e rahmet et. Bizimle başkasına merhamet etme, diye dua etti. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona:

“Geniş rahmeti daralttın,” dedi. Bedevi çok geçmeden mescidin bir kenarına idrarını yaptı. İnsanlar ona (haddini bildirmek için) koştular. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onları (Bedeviyi dövmekten) men etti ve:

“Siz kolaylık göstermek için gönderildiniz. Zorluk çıkarmak için gönderilmediniz, üzerine büyük bir kova dolusu veya doluya yakın su dökün,” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 138/380; Buharî, Kitâb’ul-Vudu, b. 61, s. 61, c. 1; Müslim, Kitâb’ut-Tahâret, b. 32, n. 284, s. 236, c. 1; Tirmizî, Ebvâb’ut-Tahâret, b. 112, n. 147, s. 275, c. 2)

Hadisin Açıklaması

İnsanları alıştıkları şeyden alıkoymak kolay değildir. Bedevi bulunduğu çölde, hava sıcak, idrarını rasgeldiği yere yapar. Bir saat sonra güneşin tesiri ile hiç bir şey kalmaz. Böyle alışmıştır. Medine’ye gelip mescitte namaz kıldıktan sonra, çölde alıştığı gibi mescidin içine idrarını yapar. Onu dövmek bir şey ifade etmez. Ona idrarın helaya yapılması lâzım geldiği, mescide pislik atmanın Islama uygun olmadığı tatlılıkla anlatılırsa, daha tesirli olacağı için Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz onun dövülmesine müsaade etmemiş ve mescidin içi kum olduğu için suyu altına hemen çekeceğinden, bir kova su dökülmesini emretmiştir.

*

Abdullah bin Ma’kil bin Mukarrin radıyallahu anh dedi ki:

Bir bedevi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte namaz kıldı diye şu (geçen) kıssayı anlattı. Orada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Üzerine bevl ettiği toprağı alın atın, yerine su dökün,” buyurdu, dedi.

Ebû Dâvud dedi ki: Bu hadis mürseldir. İbn-i Ma’kil tâbiîdir, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme yetişmemiştir. (Ebû Dâvûd, Taharet, 138/381)

Hadisin Açıklaması

Ehriku: Dökünüz demektir.

Bu hadis-i şerifte idrar yapılan yere su dökülmeden oranın pis toprağının alındığı, sonra yerine su döküldüğü bildiriliyor. Bir önce geçen Ebû Hüreyre hadis-i ise daha sağlamdır. Onda böyle bir işlem zikredilmemiştir.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

"MESCİDE BEVLEDEN BEDEVİ" HADİSİ

"Mescide Bevleden Bedevi" Hadisi

İSLAM DİNİNİN ÇEVREYE VERDİĞİ ÖNEM NEDİR?

İslam Dininin Çevreye Verdiği Önem Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.