Hz. Adem’in (a.s.) Boyu Ne Kadardı?

İlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem’in (a.s.) boyu ne kadardı? Hz. Adem’in (a.s.) boyu kaç metre idi?

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bir mecliste Adem Aleyhisselam’ın yaratılışı özelinde sureti ve boyundan bahseder. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur:

“Allah Adem’i yarattı, boyu altmış zira idi… Cennete gidenler de onun boyunda olacaklar.” (Buharî, Enbiya, 1)

“Allah Âdem’i kendi ismini tamamıyla gösterir bir sûrette yarattı. Onun boyu altmış zira’dır.

Âdem’in yaratılışını tamamladığı zaman ona: ‘Haydi git de, şu oturmakta olan melekler topluluğuna selâm ver. Ve onların senin selâmına nasıl karşılık vereceklerini dikkatle dinle. Çünkü bu, hem senin, hem de senden sonra soyundan geleceklerin selâmlaşma örneğidir.” buyurdu.

Bunun üzerine Âdem gitti ve melekler topluluğuna: “Esselâmü aleyküm” dedi.

Melekler de: “Esselâmü aleyke ve rahmetullâhi” diye karşılık verdiler. Ve selâmlarına “ve rahmetullâhi” cümlesini ilave ettiler. Âdem insanlığın atası olduğu için Cennete her giren kişi Âdem’in bu güzel sûretinde girecektir. Onun boyunun uzunluğu altmış zira’dır. Âdem’in kendisinden sonra gelen torunları şimdiye kadar onun vücut güzelliğinden birer parçasını kaybetmeğe devam ettiler.” (Müslim, Cennet, 28)

HZ. ADEM’İN (A.S.) BOYU KAÇ METRE İDİ?

Bir zira, yaklaşık yarım metre olduğuna göre, 60 zira da 30 metre yapar. Gerçek muradın ne olduğunu Allah bilir. Biz alışık olmadığımız için bize biraz garip gelebilir. Halbuki bütün insanlar şimdi öyle olsaydı, artık alışmış olacaktık. Şu anda normal boyda olmayan insanlar, farklılık arz ettiği gibi, o zaman da 30 m. den aşağı olanlar da öyle olacaktı.

 

İslam ve İhsan

HZ. ADEM (A.S.) KİMDİR?

Hz. Adem (a.s.) Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.