Her İki Kişiden Biri Başkasına İlaç Öneriyor

Akılcı ilaç kullanımı kapsamında toplumsal farkındalık düzeyini arttırmak amacıyla başlatılan kampanya kapsamında gerçekleştirilen araştırma, çalışmaya katılan her iki kişiden birinin başkasına ilaç önerdiğini ortaya koydu.

"Akılcı İlaç Kullanımı" kampanyası kapsamında gerçekleştirilen ikinci araştırma sonuçlarının açıklandığı toplantı, Abdi İbrahim Üst Yöneticisi Dr. Süha Taşpolatoğlu, İlaç Bilincini Geliştirme ve Akılcı İlaç Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, FutureBright Araştırma Direktörü Ceyhun Güvendi'nin katılımıyla gerçekleştirildi.

İlk araştırma sonuçlarını 2013'te kamuoyuyla paylaşan Abdi İbrahim, bu yılın başında sonuçlanan, bağımsız araştırma şirketi FutureBright ile yaptığı ikinci araştırmasını da tüm Türkiye genelinde 8 bin örneklem sayısı ve aynı metodolojiyle hayata geçirdi.

Araştırma, "evde ilaç saklama", "son kullanma tarihinin kontrol edilmesi", "danışmadan ilaç kullanımı", "bir önceki tedaviden kalan ilaçların kullanımı", "başkasına ilaç önerme", "belirtilen zamanda kullanım", "belirtilen dozda kullanım" ve "artan ilaçlara yönelik davranışlar" olmak üzere 8 başlıktaki çarpıcı sonuçlara dikkati çekiyor.

ÖNERİLEN İLAÇLARIN BAŞINDA AĞRI KESİCİLER VAR

Araştırma sonuçlarına göre, çalışmaya katılan her iki kişiden biri başkasına ilaç öneriyor, önerilen ilaçların başında yüzde 72 ile ağrı kesiciler gelirken, bunu yüzde 43 ile soğuk algınlığı/grip ilaçları, yüzde 29 ile vitaminler izliyor.

"Belirtilen dozda ve zamanda kullanım" konusunda popülasyonun yüzde 68'i ilaçlarını çoğu zaman belirtilen zamanda kullanmadığını söylüyor. Araştırma, doktorun verdiği dozun önemsendiğini ancak ilacın doktorun belirttiği zaman dilimi dışında alındığını ve hasta iyileştiğini düşündüğünde ilaç almayı kestiğini gösteriyor.

Çalışmada, "Doktora danışmadan ilaç kullandınız mı?" sorusu yöneltildiğinde ankete katılanların yüzde 60'ının "evet" yanıtı verdiği görülüyor.

Araştırmada, popülasyonun yüzde 80'i önceki tedavisinden kalan ilaçları kullandığını belirtirken, ağrı kesici, soğuk algınlığı ve vitamin ilaçlarının, ilk kez bu ilaca ihtiyaç duyulduğunda dahi doktora danışmadan kullanılması dikkati çekiyor.

Öte yandan, genel olarak ankete katılanların yüzde 60'ının ilaç kullanmadan önce son kullanma tarihini kontrol ettiği belirlendi.

İLACI SAKLANDIĞI EN POPÜLER YER BUZDOLABI

İlaç saklama koşullarına ilişkin bölümde ankete katılanlar, "Evinizde ilaçları nerelerde saklıyorsunuz?" sorusuna, yüzde 46 ile "buzdolabında" yanıtını verdi.

Bunu yüzde 39 ile çekmece, yüzde 34 ile ecza dolabı, yüzde 13 ile mutfak masası/rafı izledi. Sıralamada son sıraları küçük yüzdelerle komodin, sehpa, elbise ve banyo dolabı aldı.

İlk araştırma raporuna göre ilaç çekmecesi ve ecza dolabında saklamada artış gözlenmesine karşın buzdolabı hala ilacın en çok saklandığı yer olarak tespit edildi.

Ayrıca ankete katılanlara, arta kalan ilaçların nasıl değerlendirildiği sorulduğunda katılımcıların yüzde 48'i "Ecza dolabında/ilaç çekmecesinde saklıyorum" yanıtını verdi. Bu yanıtı, yüzde 34 ile "Bozulmasın diye buzdolabında saklıyorum", yüzde 19 ile "Çöpe atıyorum" diyenler izledi.

İLACI DOĞRU SAKLAMAK

Toplantıda konuşan Dr. Süha Taşpolatoğlu, ülkenin akılcı ilaç kullanımı bilinç haritasının ikinci kez gözler önüne serildiğini söyledi.

Taşpolatoğlu, araştırmaya ilişkin, şunları kaydetti:

"Özetle, 2013'ten 2017'ye kadar akılcı ilaç kullanımı konusunda çok anlamlı bir gelişme olmadığını gördük. Hala daha eş-dost tavsiyesiyle ilaç kullanıyoruz. En büyük sorunlarımızdan birisi bu. İlaçları doğru saklamayla ilgili çok ciddi problemlerimiz var. Bu ve buna benzer alanlarda çok ilerleme göstermediğimizi bulduk. Bu iş çok uzun soluklu bir iş. Bir anda sihirli bir değnekle değişim beklemiyorum. Bu konuda hep birlikte çaba harcanması gerekiyor. Bu konuda gelişmek için çok ciddi çaba harcanması lazım. Biz de Abdi İbrahim olarak İlaç Bilincini Geliştirme ve Akılcı İlaç Derneği ile hareket etme kararı aldık. İlk etapta da dernekle birlikte bir yıl sürecek bir proje hayata geçireceğiz. Bunu bir görev telakki ediyoruz."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.