Her Beş Kadından Birinde Bu Sorun Var!

Üroloji Uzmanı Dr. Enis Rauf Coşkuner, her 5 kadından birinde ortaya çıkan idrar kaçırma hastalığıyla ilgili bilgiler vererek kolaylıkla uygulanan tedavi yöntemlerini anlattı.

Toplumda her 5 kadından birinde ortaya çıkan idrar kaçırma, yaşam kalitesini oldukça düşüren bir sağlık problemi.  Öyle ki yaşadıkları sorunu utanç kaynağı olarak gören kadınlar özgüvenleri azaldıkları için çevrelerinden ve toplumdan uzaklaşabiliyor, cinsel aktiviteden kaçınabiliyor. Anksiyete ve depresyon da idrar kaçırma sorunu yaşayan kadınlarda yine sık görülen diğer tabloları oluşturuyor. Oysa idrar kaçırma sorunu egzersiz ve ilaç tedavisinin yanı sıra cerrahi yönteme başvurarak da çözülebiliyor. Günümüzde kadınların bu sorunu doktorlardan bile gizlediklerini belirten

BEYİN VE MESANE İLETİŞİMİNDE KOPUKLUK OLUYOR

Böbreklerde oluşan ve vücudun atık maddelerini taşıyan idrar, ince birer kanal vasıtasıyla aslında bir depo görevindeki idrar torbası olarak da bilinen mesaneye taşınıyor. Temelde kastan oluşan ancak idrarı depoladığı anda gevşek bir yapıya bürünen mesanenin çıkımı da bu esnada kapalı oluyor. Mesane içinde idrar hacmi belli bir noktaya ulaştığında merkezi sinir sisteminde gelişen uyarılma ile idrarı boşaltma isteğinin oluştuğunu, mesane kasının kasılıp, çıkışının açılarak idrarın dışarı boşaltıldığını söyleyen Dr. Enis Rauf Coşkuner, “Beyinde, mesane ve mesane çıkışını destekleyen yapılar arasında koordinasyon bozuklukları oluştuğunda idrar kaçırma sorunu ortaya çıkıyor” diyor.

3 FARKLI GRUPTA İNCELENİYOR

İdrar kaçırmanın temelde 3 grupta incelenebileceğini belirten Üroloji Uzmanı Dr. Enis Rauf Coşkuner bunları şöyle açıklıyor:

  1. Bu 3 gruptan ilki daha çok yapılan bir efor nedeniyle batın içi basıncının artması sonucu gelişiyor. Bu durum daha çok öksürme, hapşırma ve ıkınma gibi durumlarda görülüyor. Nedeni mesane taban ve idrar çıkım kanalının anatomik destek yapılarının zayıflaması olabiliyor. Hamilelik, doğum veya menopoz sonrasında karşılaşılabiliyor.
  2. Mesanenin idrarla dolumu sırasında gelişen istemsiz kasılmalar sonucunda gelişiyor. Bu tip idrar kaçırma sorununa parkinson, alzheimer ve inme gibi birtakım nörolojik hastalıklar veya diyabet, idrar yolu enfeksiyonları da neden olabiliyor.
  3. Hem bir efor nedeniyle batın içi basıncının artması hem de mesanenin idrarla dolumu sonrasında gelişen istemsiz kasılmaların bir arada görüldüğü 3. grup ise karma tipi oluşturuyor.

DOĞRU TANI KONULMASI ÇOK ÖNEMLİ

İdrar kaçıran hastayı değerlendirecek hekimin idrar yolu hastalıkları üzerine eğitim görmüş olması gerektiğine dikkat çeken Dr. Enis Rauf Coşkuner, “Genel ve jinekolojik muayenenin yanı sıra üriner sistemi değerlendirecek temel laboratuvar ve radyolojik tetkikler de tanı koymaya yardımcı oluyor. İdrar kaçırma tipini, oluştuğu koşulları ve basınçları belirlemesi açısından önemli yere sahip olan ürodinami testinin de doğru tedavi planı için uygulanması gerekiyor” diyor.

AMELİYATSIZ TEDAVİ MÜMKÜN!

İdrar kaçırmanın tipine ve şiddetine göre değişen tedavi yöntemlerinin ilk basamağında mesane egzersizleri, planlı tuvalet egzersizleri, sıvı alımı ve diyet gibi davranışsal teknikler uygulandığını belirten Dr. Enis Rauf Coşkuner, bunlara genellikle pelvik taban egzersizlerinin de eklendiğini söylüyor. Tedavinin ilaçla da desteklenebileceğini ifade eden Dr. Coşkuner, ne zaman cerrahi işleme ihtiyaç duyulduğunu şöyle anlatıyor: ”Özellikle eforlu bir hareketle ortaya çıkan 1. tip idrar kaçırma sorununu çözmek için egzersiz ve ilaç tedavisinin yetersiz olduğu durumlarda cerrahi yönteme başvurulabiliyor. Operasyonda mesane çıkımına destek sağlamak ana prensibi oluşturuyor ve bu amaçla TVT, TOT ve mini-sling ameliyatlarıyla vajinal yoldan askılar uygulanıyor.” Bu ameliyat yöntemleri hem çok kısa sürede yapılıyor hem de hasta kısa sürede hastaneden taburcu olabiliyor. Cerrahi işlemlerde başarı, yüzde 85-90 gibi yüksek oranlarda seyrediyor.”

BOTOKS UYGULAMASI DA YAPILABİLİYOR

Mesanenin kontrolsüz kasılmasıyla oluşan 2.tip idrar kaçırmada ise mesanenin kas tabakasına endoskopik olarak botoks uygulaması da yapıldığını belirten Dr. Rauf Coşkuner, bu yeni yöntemin düzenli aralıklarla uygulanması gerektiğini söylüyor. Bu hastalıkla birlikte yaşamak zorunda olunmadığına vurgu yapan Dr. Coşkuner, kadınların kolaylıkla uygulanan tedavi yöntemleriyle çok kısa sürede sağlığına tekrar kavuşabileceklerini sözlerine ekliyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.