Hatim Nasıl Yapılır?

Hatim nedir, ne anlama gelir? Hatim nasıl indirilir? Peygamberimiz (s.a.s.) nasıl ve ne zaman hatim yapardı? Kur’an-ı Kerim kaç günde hatmedilmelidir? Hatim hangi sureyle başlar? Hatim yaparken hangi sureden sonra tekbir getirilir? Hatim duası var mıdır? Hadislerin ışığında Kur’an-ı Kerim hatmi...

Hatim, Kur’an ilimleriyle hadis literatüründe kullanılan bir tabirdir.

HATİM NE DEMEKTİR?

Hatm ve hıtâm sözlükte “örtmek, mühürlemek, bir şeyi tamamlayıp sonuna ulaşmak” gibi mânalara gelir. Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar yüzünden veya ezbere okuyarak bitirmeye, ayrıca Ṣaḥîḥ-i Buḫârî başta olmak üzere tanınmış hadis kitaplarını okuyup sona erdirmeye hatim (hatim indirmek, hatmetmek) denilmiştir.

HATİM NASIL YAPILIR?

Kur’an’ın, okunup anlaşılması ve gereğince hareket edilmesi amacıyla indirildiği şüphesizdir. Hz. Peygamber, Kur’an okuyup onunla amel edenlerin gıpta edilecek kimseler olduğunu, okunan Kur’an’ın her harfine karşılık on sevap verileceğini, okuyanlar için Kur’an’ın dünyada huzur kaynağı, âhirette de şefaatçi olacağını bildirmiştir. (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 17, 20; Müslim, “Ṣalâtü’l-müsâfirîn”, 243, 266, 268; Tirmizî, “Ḳırâʾât”, 12; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 14) Allah kelâmı olan Kur’ân-ı Kerîm’in müslümanlar nezdindeki büyük değeri ve onun okunmasıyla ilgili emir ve teşvikler sebebiyledir ki ashâb-ı kirâm ve onları takip eden nesiller Kur’an okumayı, onunla meşgul olmayı daima ön planda tutmuşlardır. Resûl-i Ekrem ayrıca, Kur’an’ı tertip üzere okuyarak hatim indirmeyi Allah’ın en çok sevdiği işlerden biri olarak nitelendirmiştir. (Dârimî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 33; Tirmizî, “Ḳırâʾât”, 13)

Peygamberimiz Her Ramazan’da Cebrail ile Mukabele Yapardı

Hz. Peygamber ile Cebrâil’in, her yılın Ramazan ayında o zamana kadar nâzil olan âyet ve sûreleri birbirlerine okuyarak mukabele ettikleri ve bir anlamda hatim indirdikleri bilinmektedir. (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 7) Müslümanlar da Ramazan ayında genellikle camilerde ve bazı evlerde Kur’an okutup dinlemek suretiyle hatim indirmeyi âdet haline getirmişlerdir. Hatim indirmenin belli bir zamanı ve süresi yoktur.

Kur’an-ı Kerim Kaç Günde Hatmedilmelidir?

Hz. Peygamber’in bilhassa geceleri çokça Kur’an okuduğu bilinmekteyse de nasıl bir tertiple okuduğuna ve eğer o ana kadar nâzil olan bütün âyetleri okuyor idiyse bunu ne kadar bir zaman içinde yaptığına dair kesin bilgi bulunmamakta, ancak, “Üç günden daha az bir zamanda Kur’an’ı hatmeden kişi ne okuduğunu anlamamıştır” dediği kaydedilmektedir. (İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 178: Ebû Dâvûd, “Ḳırâʾât”, 1; Tirmizî, “Ḳırâʾât”, 13;) Hz. Âişe de bunu teyit ederek Resûl-i Ekrem’in üç günden az bir sürede Kur’an’ı hatmetmediğini söylemiştir. (İbn Sa‘d, I, 376; Münâvî, Feyżü’l-ḳadîr, V, 188) Ashap içinde haftada veya üç günde bir hatim indirenler olduğu gibi, bazılarının bundan daha az veya daha çok bir süre içinde bu işi gerçekleştirdikleri rivayet edilmiştir.

Hatim Hangi Sureyle Başlar?

Sahâbîler, her gün için okuyacakları kadar Kur’an’ı bölümlere (hizip) ayırır ve her gün bu bölümlerden birini okurlardı. (İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 178; Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, 329: Abdürrezzâk es-San‘ânî, III, 352) Hz. Peygamber’in de böyle bir uygulamayı onayladığı anlaşılmaktadır. (Müslim, “Ṣalâtü’l-müsâfirîn”, 142) Bu bilgiler hatim indirmede belli bir sürenin tayin edilmediğini, herkesin kendi durumuna göre hareket edebileceğini göstermektedir. Esasen ezberleme amacı dışında Kur’an okumanın gayesi önce onu anlamak, sonra da anladığıyla amel etmektir. Resûl-i Ekrem’in, Kur’an’ı teennî ile ve geniş zaman içinde okumayı tavsiye etmesinin sebebi de bu olmalıdır. (Tirmizî, “Ḳırâʾât”, 11) Sevabını bağışlamak amacıyla Kur’an okumanın câiz olup olmadığı hususu tartışmalı ise de ölünün yıkanıp kefenlenmesinden sonra yahut defnedildiği gün veya gece Kur’an okunması veya hatim indirilip dua edilmesi bazı Müslüman çevrelerde âdet hale gelmiştir.

Hatim Yaparken Hangi Sureden Sonra Tekbir Getirilir?

Hatim indirilirken, Duhâ’dan itibaren her sûrenin sonunda veya bir görüşe göre başında tekbir getirme işi, yedi kıraat imamından İbn Kesîr’in râvisi Bezzî tarafından Hz. Peygamber’e isnat edilen bir hadis olarak rivayet edilmiştir. Ancak münkatı‘ rivayetleri muttasılmış gibi nakletmekle suçlanan Bezzî’nin bu tür rivayetleri muhaddislerce kabul görmemiştir. Bununla birlikte sûre sonlarında tekbir getirmek bir gelenek halinde devam etmiş, zamanla buna tehlîl ve tahmîd cümleleri de ilâve edilerek bazı ibareler oluşturulmuştur. Bunlardan en yaygın olanı şudur: Allāhu ekber lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber Allāhü ekber ve lillâhi’l-hamd (الله أكبر لا إله إلا الله والله أكبر الله أكبر ولله الحمد). Hatim Nâs sûresinin okunmasıyla sona ererse de ardından Fâtiha ile Bakara sûresinin ilk beş âyetinin okunması yeni bir hatme başlangıç sayılmıştır.

HATİM DUASI VAR MIDIR?

Hatim tamamlandıktan sonra dua edilir. Bu duadan önce İhlâs sûresinin üç defa okunmasının bir dayanağının bulunmadığı ve bid‘at olduğu bildirilmiştir. Resûl-i Ekrem’in, “Kur’an’ı hatmeden kişinin kabul olunacak bir duası vardır” dediği (Heysemî, VII, 172; Münâvî, Künûzü’l-ḥaḳāʾiḳ, I, 73), kendisinin de hatimden sonra dua ettiği bildirilmekte ve bu dualardan bazıları nakledilmektedir. (Ali Muhammed es-Sehâvî, I, 123; İbnü’l-Cezerî, II, 464) Abdullah b. Mes‘ûd, Abdullah b. Abbas ve Enes b. Mâlik başta olmak üzere bazı sahâbîlerin de hatim dualarına katıldıkları, aile fertleriyle birlikte hatim duası yaptıkları rivayet edilmiştir. (Dârimî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 33; İbnü’d-Düreys el-Becelî, s. 51 vd.; Heysemî, VII, 172) Bu uygulama çok değişik ve gösterişli merasimler halinde günümüze kadar gelmiş olup halk arasında ilk defa hatim indiren çocuklar için bir tören düzenleyenler de görülmektedir.

Kaynak: DİA

İslam ve İhsan

HATİM NE DEMEK?

Hatim Ne Demek?

HATİM DUASI NASIL YAPILIR? HATİM DUASI ARAPÇA TÜKÇE OKUNUŞU

Hatim Duası Nasıl Yapılır? Hatim Duası Arapça Tükçe Okunuşu

ÖLEN KİŞİNİN RUHU İÇİN CÜZ DAĞITARAK KUR’AN HATMİ YAPILABİLİR Mİ?

Ölen Kişinin Ruhu için Cüz Dağıtarak Kur’an Hatmi Yapılabilir mi?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.