Hac Suresi 22. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Hac Suresi 22. ayeti ne anlatıyor? Hac Suresi 22. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Hac Suresi 22. Ayetinin Arapçası:

كُلَّمَٓا اَرَادُٓوا اَنْ يَخْرُجُوا مِنْهَا مِنْ غَمٍّ اُع۪يدُوا ف۪يهَا وَذُوقُوا عَذَابَ الْحَر۪يقِ۟

Hac Suresi 22. Ayetinin Meali (Anlamı):

Çektikleri ıstıraptan dolayı ne zaman cehennemden çıkmak isteseler, gerisin geriye onun içine itilecekler ve kendilerine: “Tadın bakalım bu yakıcı azabı!” denilecek.

Hac Suresi 22. Ayetinin Tefsiri:

İki karşıt gruptan maksat mü’minlerle kâfirlerdir. Allah Teâlâ’nın dini, isim, sıfat ve fiilleri hususunda bu iki karşıt grup arasında dünyada büyük bir düşmanlık, münâkaşa ve mücâdele sürüp gitmektedir. Bunlardan Allah ve peygamberinin tarafında olanlar mü’min; Allah ve peygamberinin karşısında bulunanlar ise kâfirdir. Kendi arzu ve ihtiyarlarıyla Allah’a secdeyi tercih edenler mü’min; tercihlerini Allah’a secdeyi terkten yana kullananlar kâfirdir. Dünyada birbirine zıt iki uçta bulunan bu kimselerin âhirette karşılaşacakları sonuçlar da farklı olacaktır.

Daha çok korkutucu ve caydırıcı olması bakımından önce kâfirlerin uğrayacakları cezalardan dehşetli bir kesit sunulur:

  Onlara ateşten elbiseler biçilecektir. Bu elbiselerden maksat, cehennem ateşinin onları giyilmiş bir elbise gibi sarıp sarmalamasıdır. Nitekim bir başka âyette: “Onlar için cehennem ateşinden döşekler ve üstlerinde de yine ateşten örtüler vardır” (A‘râf  7/41) buyrulur. Bu elbiselerin, “Onların elbiseleri katrandan olacaktır” (İbrâhim 14/50) buyruğundan hareketle “ateşte eritilmiş bakır elbiseler” olması da mümkündür.

  Başlarının üzerinden kaynar su dökülecektir. Bu suyla bütün iç organlarıyla birlikte derileri de eritilecektir. İbn Abbas (r.a.)’ın beyânına göre, o kaynar sudan dünyanın dağları üzerine bir damla düşseydi onları eritirdi.

  Onları döverek cezalandırmak için demirden sopalar; balyoz, topuz ve kamçılar vardır.

Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurur:

“Şayet o demir sopalardan bir tanesi yeryüzüne konulsaydı, onu kaldırmak için insanlar ve cinler bir araya gelselerdi, onu yerinden kaldıramazlardı.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 29)

  Onlar cehennemde son derece daralırlar, sıkılırlar, dört bir yandan gam ve sıkıntı içinde kalırlar. Bu sebeple bir kurtuluş ümidiyle oradan çıkmak isterler. Fakat ne çare ki, asla çıkmalarına izin verilmez. Kaynayan cehennem alevleri onları yukarı doğru çıkardıkça zebânîler ellerindeki demir balyozlarla başlarına vururlar, böylece derinliği yetmiş yıl olan cehennemin dibine yuvarlanırlar. Ayrıca kendilerine, azap üzere azap olsun diye yangın azabını; çok yakıcı ve elem verici cehennem azabını tatmaları söylenir.

Kâfirlerin bu hazin ve perişan hallerine karşılık mü’minlerin cennetteki iç açıcı, göz ve gönül aydınlatıcı güzel hallerinden şöyle bir manzara arz edilir:

Hac Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Hac Suresi 22. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.