Hac Başvuru İşlemleri Artık E-Devlet Üzerinden Yapılabilecek

Diyanet İşleri Başkanlığı, Hac farizasını yerine getirmek isteyen vatandaşlara yönelik başvuru ve diğer işlemleri e-Devlet üzerinden hizmete açtı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Hac farizasını yerine getirmek isteyen vatandaşlara yönelik başvuru ve diğer işlemleri e-Devlet üzerinden hizmete açtı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Hac ön kayıt, kura sonuç, organizasyon seçimi, kesin kayıt işlemleri ile eğitimlere ilişkin bilgilerin bulunduğu ilave hizmetler hac işlemleri çatısı altında tek bir hizmette toplanmıştır." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç da Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin yapay zeka, siber güvenlik ve kamu kurumlarının dijital dönüşümü gibi birçok projeye öncülük ettiğini söyledi.

Bu çalışmaların en önemlisinin e-Devlet Kapısı olduğunu vurgulayan Koç, "e-Devlet Kapısı bugün 3 milyarın üzerinde giriş yapılan, 59,2 milyon kullanıcısı olan, 870 kurumumuza ait 6 bin 563 hizmetin var olduğu, belki dünyanın en büyük dijital platformu ve bunu biz hep sizlerle beraber gerçekleştirdik. Bu dijital platformlara biz her gün yeni hizmetler koymak istiyoruz. Çünkü vatandaşlarımıza hizmetlerin en iyisini, en hızlı şekilde, en kaliteli şekilde ulaştırmak istiyoruz. Çalışma hayatım, ikametgahım, araçlarım gibi bütünleşik hizmetlerle de her geçen gün yeni yeni hizmetler eklemeye devam ediyoruz." dedi.

En son yaptıkları memnuniyet anketi sonucuna göre, e-Devlet ile yüzde 95 oranında bir memnuniyeti karşıladıklarını belirten Koç, dünyadaki muadillerine bakıldığında, e-Devlet'in en efektif uygulama olduğunu kaydetti.

HAC BAŞVURU İŞLEMLERİ ARTIK E-DEVLET ÜZERİNDEN YAPILABİLECEK

e-Devlet'ten Hac Ön Kayıt İşlemi Nasıl yapılır?

e-Devlet üzerinden Hac organizasyon tercihi nasıl yapılır?

e-Devlet üzerinden Hac kesin kayıt işlemi nasıl yapılır?

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.