Güvenli Bölgeye 2 Milyon Suriyeli Sığınmacının Dönüş Yapmasını Planlıyoruz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölgeye yaklaşık 2 milyon Suriyeli sığınmacının geri dönüş yapmasını planlıyoruz.” dedi.

Özellikle 8 yılı aşkın süredir insani krizlerle boğuşan Suriye’de yüksek öğretim çalışmalarının desteklendiğini belirten Oktay, şöyle konuştu:

“Kahraman evlatlarımız tarafından güvenli hale getirilen Cerablus, El-Bab, Azez ve Afrin’de Gaziantep Üniversitesine bağlı fakülte ve yüksekokullar, sizler gibi akademik yıl açılışı yaparak yüksek öğretime başladı. Oluşturduğumuz güvenli bölgelerde sağlık ve eğitim başta olmak üzere barınma, yol, elektrik dahil tüm temel hizmetleri, hiçbir ayrım yapmadan ve karşılık beklemeden Suriyeli kardeşlerimizin kullanımına sunuyoruz.”

“20 MİLYON SURİYELİ..”

Oktay, 365 bin mültecinin gönüllü geri dönüş yaptığı Fırat Kalkanı ve ZeytinDalı harekatı bölgelerinden sonra şimdi de Fırat’ın doğusunu bölge halkı için güvenli hale getirmekte kararlı olduklarını aktararak şunları kaydetti:

“Suriye’nin kuzeyini, mesken tutan terör örgütlerinden temizlemek için Münbiç’ten Irak sınırına kadar olan 444 kilometre uzunluğunda, 30-35 kilometre derinliğindeki güvenli bölgeye yaklaşık 2 milyon Suriyeli sığınmacının geri dönüş yapmasını planlıyoruz. Bu amaçla başlattığımız Barış Pınarı Operasyonu ile sadece 9 günde Tel Abyad ve Rasulayn şehir merkezlerinin de bulunduğu 65 yerleşim birimi terörden temizlenerek kontrol altına alınmıştır. Ardından ABD ile varılan mutabakat kapsamında, terör örgütü üyeleri perşembe akşamından bu yana Barış Pınarı Operasyonu’nun hedeflediği 32 kilometre derinlikteki alanın dışına çıkartılmakta. Yarın gece sonlanacak olan 120 saatlik sürenin bitimine kadar teröristler ellerindeki silahları bırakarak inlerinden çıkacak ve bölgeyi terk edeceklerdir. Başka şansları yoktur.”

“Şu anda bu saat işlemekte” diyen Oktay, “Fırat’ın doğusunda şu an geçen her dakika barışın, istikrarın ve huzurun hanesine yazılmakta. Bu süreç mutabakat kapsamında tamamlanırsa, Suriyeli kardeşlerimizin geleceği ve sınır güvenliğimiz için Fırat’ın doğusuna ilişkin gayemiz masada gerçekleşmeye devam edecek. Aksi takdirde Barış Pınarı Operasyonu çok daha kararlı bir şekilde devam edecektir. İyi komutanlar meydanda, iyi politikacılar müzakere masasında, iyi lider ise her ikisinde de kazanır. Cumhurbaşkanımızın başından itibaren her hamlesini titizlikle yürüttüğü Barış Pınarı Operasyonu süreci inşallah bölgede barış ve refaha ciddi katkı sağlamış olacak.” değerlendirmesini yaptı.

“SURİYE’NİN TOPRAK VE SİYASİ BİRLİĞİ..”

Güvenlik kaygılarını karşılayacak adımların, insani hassasiyetler korunarak da atılabileceğinin, Suriye’deki operasyonlarla tüm dünyaya ispat edildiğinin altını çizen Oktay, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği temelinde bir çözüm için her türlü katkıyı veriyoruz, vermeyi sürdüreceğiz. Biz de ülkemizin ve bölgemizin son karışına kadar terörden temizlenerek istikrara kavuşması için yılmadan ve yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

“TÜRKİYE HER ZAMAN HASSAS DAVRANMIŞTIR”

Türkiye’nin bölgede sağlamaya çalıştığı güvenlikle ilgili çok hassas davranıldığı halde farklı bir algının oluşturulduğunu kaydeden Oktay, şöyle devam etti:

“Tel Abyad’a bakın, operasyondan öncesi, anına ve sonrasına bakın. Fotoğrafları karşılaştırın. Resulayn’a bakın. Operasyondan önceki hali, sonraki haline bakın, fotoğrafları karşılaştırın. Fırat Kalkanı’ndaki ve aynı şekilde Zeytin Dalı operasyonlarındaki bölgelere bakın. Öncesi ve sonrasını karşılaştırın. Bir de Musul’u karşılaştırın. Operasyon öncesi haline ve sonraki haline bakın, karşılaştırın. Yerle bir edilmiş bir Musul görürsünüz ve sonrasında da arkasına bile bakmadan çekip giden sözde Koalisyon Güçleri... Türkiye tarih boyunca ve bugün son derece sivillere, kadınlara, çocuklara, yaşlılara ve kendisine silah doğrultmamış insanlara karşı her zaman hassas olmuştur. Türkiye, savaşta dahi çevreye her zaman hassas olmuştur, her türlü canlılara dair. Ama oluşturulan algıya baktığınızda bambaşka bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Biz bundan şunu anlıyoruz. Terör örgütüyle, terör örgütleriyle birlikte hareket edenler, aslında hemen sınırımızın güneyinde bir terör devleti kurmayı amaçlayanların kim olduğunun, kimler olduğunun ayan beyan ortada olduğunu görüyoruz. Herkes, kusura bakmasın, sobelenmiştir, ‘Ben buradayım’ demiştir. ‘Kim var bu terör örgütünün arkasında?’ diye baktığımızda hepsi de açık, ayan ve beyan bize olan eleştirileriyle ‘Ben buradayım’ demiştir. Biz yazdık bunları bir kenara. Zamanı geldiğinde konuşacağız tekrar.”

Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde her türlü katkıyı verdiklerini vurgulayan Oktay, “Bizim hiç kimsenin topraklarında gözümüz yok ama bizim topraklarımızda, bizim güvenliğimizde gözü olanlara ve bizim barış, birlik ve beraberliğimize, dayanışmamıza ilişkin farklı niyetleri olanlara da asla ve asla tahammülümüz yoktur, gerekeni yaparız. Dün olduğu gibi, bugün olduğu gibi, yarın da yaparız. Biz ülkemizin ve bölgemizin son karışına kadar terörden temizlenerek istikrara kavuşması için yılmadan yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.