
Furkan Suresi 3. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Furkan Suresi 3. ayeti ne anlatıyor? Furkan Suresi 3. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Furkan Suresi 3. Ayetinin Arapçası:
وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اٰلِهَةً لَا يَخْلُقُونَ شَيْـًٔا وَهُمْ يُخْلَقُونَ وَلَا يَمْلِكُونَ لِاَنْفُسِهِمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا وَلَا يَمْلِكُونَ مَوْتًا وَلَا حَيٰوةً وَلَا نُشُورًا
Furkan Suresi 3. Ayetinin Meali (Anlamı):
Buna rağmen müşrikler Allah’ı bırakıp birtakım ilâhlar ediniyorlar ki, bunlar bir şey yaratamadıkları gibi, üstelik kendileri yaratılmaktadır. Sonra, ne başlarına gelecek bir zararı savma, ne de kendilerine herhangi bir fayda sağlama gücüne sahiptirler. Ayrıca bunlar öldürmeye de, hayat vermeye de, yeniden diriltmeye de muktedir değildirler.
Furkan Suresi 3. Ayetinin Tefsiri:
Cenab-ı
Hakk’ın tek ilâh olduğunu gösteren delillerden bir kısmı şunlardır:
›
Göklerin ve yerin mülkü; hâkimiyeti, hükümranlığı ve tasarrufu
yalnızca O’na aittir.
›
asla çocuk edinmemiştir. Dolayısıyla onunla beraber tapılmaya
layık hiçbir kimse yoktur.
›
Hâkimiyet, saltanat ve ilâhlığında O’nun hiçbir ortağı yoktur. Bu
sebeple melekleri, cinleri ve başka varlıkları O’na ortak kabul edenler veya
O’na çocuk nispet edenler müşriktirler. Böyleleri Allah’ın nihâyetsiz kudret ve
azametini kavrayamamakta; O’nun insanlar gibi bir mirasçıya ihtiyaç duyacak
derecede zayıf ve muhtaç olduğunu sanmaktadırlar. Bu ise cehâlet, sapıklık ve
aptallığın ta kendisidir.
›
Her şeyi Allah Teâlâ yaratmış, her birine bir ölçü, biçim, âhenk
ve nizam vermiştir. O yanılarak veya gafletle hiçbir şey yaratmış değildir.
Bilakis kıyâmete kadar yarattıkları ve kıyâmetten sonra yaratacağı her şey
ancak O’nun takdiri ile meydana gelmektedir. Kâinattaki her şey O’nun mahlûku,
memlûkü, makdûru ve mahkûmüdür.[1]
Vasfı böyle olan ve sonsuz bir kudretin kabzasında mahkûm bulunan aciz
varlıkların kendilerine çizilen hudutları aşarak Allah’a ortak olmaları nasıl
düşünülebilir?
Buna
rağmen bazı insanlar Allah’ı bırakıp bir kısım sahte tanrılar edinmektedirler.
Halbuki onların taptığı o aciz varlıkların gerçek ilâh olmaları mümkün
değildir. Çünkü bunlar:
› Hiçbir şey
yaratamazlar; aksine kendileri yaratılmışlardır. Yaratamayan, üstelik kendisi
yaratılmış olan biri ilâh olamaz.
› Ne kendi
kendilerine, ne de başkalarına ne zarar verebilirler, ne zararı giderebilirler,
ne fayda verebilirler, ne de faydaya mâni olabilirler. Dolayısıyla bunların
zararından korkmak veya faydalarını ummak boş bir kuruntudur. Halbuki bütün
kudret ve kuvvet Allah’a ait olup istediği şekilde fayda ve zarar vermeye kadirdir.
Ne kimse O’nun vereceği zararı engelleyebilir, ne de O’nun lütfedeceği faydaya
mâni olabilir.
› Bu sahte
tanrılar ne kimseyi öldürmeye ne kimseye hayat vermeye ne kıyameti koparmaya ne
de kıyametten sonra insanları yeniden diriltmeye güç yetirebilirler. Halbuki
Cenâb-ı Hak her an eceli gelen canlıları öldürmekte, binlerce yenisine hayat
vermektedir. Kıyâmet günü ise hepsini yeniden diriltecektir.
Fakat
küfrün içine batmış olanlar, bütün bu gerçeklere kör ve sağır kesilerek
bildiklerini okumaya devam ediyorlar:
[1] Mahluku:
Yarattığı. Memlûku: Malı, mülkü, sahip olduğu şey. Makdûru: Belli
ölçülere göre ölçüp biçtiği şey. Mahkûmu. Üzerinde istediği şekilde
karar verdiği ve uyguladığı şey.
Furkan Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Furkan Suresi 3. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR