Enerji İçeceği Kullananlar Dikkat!

Özellikle gençler tarafından yoğun bir şekilde tüketilen enerji içeceklerinin kalp krizini tetiklediği belirtildi.

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Namık Kemal Eryol, gençlerin zinde kalabilmek ve harcadıkları yüksek enerjiyi yerine koyabilmek için enerji içeceklerini tercih ettiklerini ve bu içeceklerin tüketiminin her geçen gün giderek yaygınlaştığını söyledi.

HEM BAĞIMLILIK YAPIYOR, HEM KALP KRİZİNİ TETİKLİYOR

Enerji içeceklerinin bağımlılık yaptığı bilinen ve bilimsel çalışmalarla ispat edilmiş kola türü içeceklerden daha fazla kafein içerdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Eryol, şöyle devam etti:

“Enerji içecekleri, içerdikleri yüksek dozdaki kafein nedeniyle kalp krizini tetikliyor. Geçirilen kalp krizi sonrasında özellikle genç yaştaki insanlar hayatını kaybedebiliyor. Kalbin en büyük düşmanlarından birisi olarak bilinen kafein, kalp damarlarında kasılmaya yol açar.

Sempatik sistemin etkinliğini artırır. Çünkü adrenalin salınmasına yol açar. Tüm bu etkileri ise koroner kalp hastalığı, HT ve ritim bozukluğu olan kişilerde şikayetlerin artmasına yol açar ve hatta yeni krizlere neden olur.”

Enerji içeceklerinin yüksek dozda kafein içermesi nedeniyle bağımlılık yapma özelliklerinin yüksek olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Eryol, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Günlük 300 miligramın üzerinde kafein kullanımı bağımlılığa yol açıyor, kesildiğinde de alkol ve uyuşturucuda olduğu gibi yoksunluk sendromuna yol açıyor. Bu tür içeceklerin aşırı tüketilmesi fazla kafein alımına yol açacaktır. Fazla kafein vücutta adrenalin, noradrenalin (uyarıcı hormon) düzeylerini artırarak sempatik sistemin kalp üzerinde olumsuz etkilerini ortaya çıkartır.

Tansiyonu yükseltir, ritm bozukluğuna yol açarak çarpıntı yapar, kalp damarlarını kasarak kalp krizine ve ani ölümlere yol açabilir. Bu nedenle halihazırda çarpıntı şikayeti olanların, hiper tansiyonu, koroner arter hastalığı veya risk faktörleri olan gençlerde enerji içeceklerini tüketmesi zararlı olacaktır.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.