Emsal Ne Demek?

Emsal: Benzerler, eşler, yaşıtlar. Denk. Örnek, numûne anlamına gelir.

EMSAL KELİMESİNE ÖRNEK

Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de ibretli kıssaları nakledilen Kârun, Bel‘am bin Bâûrâ ve emsâli bedbahtların hak yoldan sapmaları, ilim noksanlığı sebebiyle değildi. Onlar da gayet bilgili kimselerdi. Lâkin bildikleri

husûsunda “takvâ” sahibi değillerdi.

*****

Cenâb-ı Hakk’ın insanlıkta tecellî eden sanat hârikası olarak yarattığı ve emsalsiz bir örnek şahsiyet olarak beşeriyete armağan ettiği Rasûl-i Ekrem r Efendimiz bile, geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmış olduğu hâlde, ilâhî rahmetin sağanak sağanak yağdığı ve duâların makbul olduğu seher vakitlerinde uyumamış, mübârek ayakları şişinceye kadar, gözyaşları içinde namaz kılarak sabahlamış, Cenâb-ı Hakk’a karşı dâimâ kusur, acziyet ve hiçliğini îtiraf hâlinde, günde yetmiş kere, -hattâ bir rivâyete göre- yüz kere istiğfâr etmiştir.

*****

Hikmet; hakîkatleri idrâk hususunda akla aczini kavratmaktır. Akılla kavranamayan nice sırlar, ancak hikmetle çözülür.  Kâinattaki ilâhî tecellîler de hikmet nazarıyla okunabilir.

Eğer hikmet olmasaydı, sırlar kapalı kalırdı. Şayet sırlar açılmasaydı, gönüller irfan iklîminden feyizlenemez; Hazret-i Mevlânâ, Abdülkâdir-i Geylânî, Yûnus Emre, Şâh-ı Nakşibend, Aziz Mahmud Hüdâyî ve emsâli Hak dostları, yani müʼmin gönüller için müstesnâ bir istikâmet ve takvâ miyârı olan büyük şahsiyetler yetişmezdi.

*****

Allâh’a vuslat yolunda en güzel kulluk için bütün insanlığa emsalsiz bir örnek ve rehber olan Varlık Nûrumuz, Şefâatçimiz, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e de sonsuz salât ü selâm olsun!

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.