Elle Yazı Yazmak Neden Beyin Gelişimi İçin Klavyeden Daha Etkili?

Araştırmalar gösteriyor ki, elle yazmak beynin birçok bölgesini aynı anda çalıştırarak öğrenmeyi ve hatırlamayı güçlendiriyor. Dijital çağda kalemi eline almak neden hâlâ bu kadar önemli?

Bugün yaşı otuzu geçmiş birçok kişinin hatırlayacağı üzere ilkokul denince hatırımızda kara tahta ve tebeşir canlanır. Çocukluğumuzun acı/tatlı ve tozlu hatıralarını barındıran bu ilkokul yıllarımızda kara tahtaya tebeşir ile cümleler yazar, basit matematik işlemleri yapardık. Tabi tüm bunlar olurken beynimizin çok yönlü bir öğrenme süreci içinde olduğundan haberimiz bile yoktu.

ELLE YAZI YAZMAK NEDEN BEYİN GELİŞİMİ İÇİN KLAVYEDEN DAHA ETKİLİ?

Günümüzde kişisel bilgisayar ve tabletlerin yaygınlaşması sonucu klavye ve dokunmatik ekranlar elle yazma/çizme alışkanlığımızın (mesela benim bu yazıyı bilgisayarda klavye ile yazmam gibi) yerini almış durumda. Belli bir yaşın üzerinde olanlar ve bâzen yazmak için kâğıt kalem kullanan yetişkinler için bu durum önemli bir sorun olmasa da bilgisayar, akıllı tahta tablet gibi teknolojik cihazların içine doğmuş yeni nesiller için bu durum önemli bir sorun teşkil ediyor. Birçok noktada işimizi kolaylaştıran teknolojik gelişmelerin bazı yararlarını görmezden gelemeyiz.

Bugün doktorada tez yazan birisinin eline bir defter ve kalem alıp tezini oturup yazması elbette zor ve zaman alıcı bir uğraş olurdu. Bilgisayar ve tablet gibi araçlarda klavye ile yazarak hem zamandan hem de enerjiden tasarruf ediyoruz ve uzun süreli yazma işlemlerimizi daha rahat bir şekilde yapabiliyoruz. Peki bu durumun ne gibi bir tehlikesi olabilir?

12 genç birey ve 12 çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada 250’den fazla elektrot takılı bir başlık giyen katılımcıların elle yazarken ve çizim yaparken ile klavyede yazarken ki beyin dalgası aktiviteleri EEG yardımıyla izlenmiş. Elle yazma/çizmenin öğrenmeyi ve hatırlamayı kolaylaştırırken klavye ile yazmanın öğrenme ve hatırlama ile belirli bir ilişkisi bulunmamış.1 deneyi yürüten araştırmacılardan biri olan Van der Meer: “Elle yazmanın beynin sensör-motor kısımlarında çok daha fazla aktivite yarattığını, kalemi kağıda bastırarak yazdığınız harfleri görerek ve yazarken çıkardığınız sesi duyarak birçok duyunun harekete geçirildiğini ve bu duyu deneyimlerinin beynin farklı kısımları arasında temas oluşturarak öğrenmeyi daha çok arttırdığını” söylüyor2.

Yâni elimize bir kalem alıp a harfi yaptığımızda elimizi tutuş şeklimiz, kalemi bastırıp hareket ettirmemiz, gözümüzle süreci takip etmemiz ve ortaya bir şekil çıkarmamız beynimizde birden çok sinirsel ağı tetikliyor ve beynimiz âdeta zorlanıyor. Bu zorlanma sürecinde özellikle çocuklarda ilk başlarda öğrenme yavaş oluyor ama oldukça güçlü bir öğrenme ve hatırlama süreci oluşuyor. Sürekli klavye ile yazdığımızda bir harfi oluşturmak için sadece parmağımızla ilgili tuşa basıyoruz ve diğer harfler için de aynı hareketi yapıyoruz. Bunun sonucunda beynimizle daha az iş yapmış oluyoruz. Oysa ki beynin kapasitesi zorlanınca artar. Tıpkı kullanılmayan kasların zayıflaması gibi beynin özellikle küçük yaşlarda zorlanmadan kolay olana alışması ileriki yaşlarda bireylerin beyin gelişimi için oldukça olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Beynimizin sağlıklı gelişimi ve tam kapasitesine ulaşabilmesi için bu hayatı fıtratımıza/doğamıza uygun bir şekilde yaşamamız gerekiyor. Bugün gelinen noktada topyekûn teknolojiye savaş açamayız ancak dengeli ve kontrollü bir şekilde kullanabiliriz. Bunun için birkaç önerimiz var: yetişkinler olarak bizler günlük tutabilir, çocuklarımıza da tutturabiliriz. Böylece hem kendi hem de çoluk çocuğumuzun zihinsel gelişim sürecini izleyebiliriz. Ayrıca aile içi dergi çıkartabilir, bu dergiye çocuklarımızdan elle yazı yazıp vermesini isteyebiliriz bu hem aile içi muhabbete neden olur hem de elle yazı yazılması sağlanmış olur.

Dipnotlar:

[1] The Importance of Cursive Handwriting Over Typewriting for Learning in the Classroom: A High-Density EEG Study of 12-Year-Old Children and Young Adults, https://l24.im/xSA0, Erişim:15.04.2025, [2] Why writing by hand makes kids smarter, https://medicalxpress.com/news/2020-10-kids-smarter.html, Erişim: 15.04.2025

Kaynak: Ramazan Maden, Altınoluk Dergisi, Sayı: 471

İslam ve İhsan

ELLE YAZI YAZMAK BEYNİ GELİŞTİRİYOR

Elle Yazı Yazmak Beyni Geliştiriyor

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.