Dünya 10 Saniye Oksijensiz Kalırsa Başımıza Gelecekler

Oksijen kuşkusuz ki dünyadaki her canlı için vazgeçilmez ve hayatta kalmanın temeli olarak görülen bir madde. Oksijenin 10 saniyeliğine kaybolması durumunda pek bir şey değişmez gibi görünebilir ancak gerçek öyle değil. Eğer dünya 10 saniyeliğine bile oksijensiz kalsa, büyük felaketler ardı ardına geliyor. Oksijeni var eden ve her an düzenle devamlılığını sağlayan Allah'a (c.c) ne kadar şükretsek az.

Nûr Suresi 43. ayette "Görmez misin ki, Allah bulutları yürütür, sonra onları birleştirir, sonra onları üst üste binip yoğunlaşmış bulut kümesi haline getirir. Bu sırada bulut aralıklarından çakan şimşeği görürsün; gökten, oradaki bulut dağlarından dolu yağdırır da bunu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de onu uzaklaştırır, bu arada şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kör edecek." buyrulur.

  • Bakara Suresi, 164. ayet: Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.
  • Nahl suresi 10.ayet: Gökten su indiren O'dur. Ondan hem kendiniz için içecek su hem de hayvanlarınıza yedireceğiniz bitkiler verir.

DÜNYA 10 SANİYE OKSİJENSİZ KALIRSA BAŞIMIZA GELECEK FELAKETLER

Oksijen, dünyadaki bütün canlıların yaşamının devamlılığını sağlayan Allah'ın (c.c) yarattığı bir gazdır. Hava ve sudaki oksijen insan başta olmak üzere bütün canlı türlerinin yaşam kaynağıdır. Atmosferin beşte biri, insan vücudunun üçte ikisi, suyun onda dokuzu oksijen içerir. Kısacası “hayat ve nefes” demek “oksijen” demektir.

Oksijen kuşkusuz ki dünyadaki her canlı için vazgeçilmez ve hayatta kalmanın temeli olarak görülen bir madde. Oksijenin 10 saniyeliğine kaybolması durumunda pek bir şey değişmez gibi görünebilir ancak gerçek öyle değil. Eğer dünya 10 saniyeliğine bile oksijensiz kalsa, büyük felaketler ardı ardına geliyor.

İnsanların, hayvanların ve bitkilerin hayatta kalmaları için en gerekli maddelerin su, oksijen ve gıda olduğu bilinir. Bir insan ya da canlı yemek yemeden 10 saniye durabilir, hatta su içmeden de durabilir. Ancak insanlar ve dünya 10 saniye bile olsa oksijen almadan duramaz. Kulağa çok kısa bir süre olarak da gelse, eğer oksijen 10 saniyeliğine bile yoksa olsa dünyada büyük felaketler meydana geliyor.

FELAKETLER ARDI ARDINA GELİYOR

Oksijenin 10 saniyeliğine kaybolması durumu ilk bakışta insanlar için büyük bir tehlike teşkil etmiyor gibi gözüküyor. Fakat oksijenin olmaması durumunda vücudumuzun da yüzde 60'ının olmayacağını düşünün. Ayrıca dünyada yaşanacak olaylar nedeniyle insanın hayatta kalabilmesi pek mümkün olmuyor.

DENİZLER VE OKYANUSLAR YOK OLUR

Oksijen kısa süreliğine ortadan kalksaydı denizler, okyanuslar, göller, dereler de dahil bütün sular anında yok olurdu. Hidrojen en hafif element olduğundan bir daha geri dönmemek üzere uçak giderdi.

İşte oksijensiz bir dünyada meydana gelecek diğer felaketler:

  • Oturduğumuz bütün binalar toza dönüşürdü. Betonun ana bileşenlerinden biri de oksijen.
  • Herkesin iç kulağı feci şekilde patlar. Çünkü atmosfer basıncı yüzde 21 azalırdı.
  • Dünyada kalkış yapmak için hazırlanan bütün uçaklar yere düşer, havada bulunan uçaklar ise bu 10 saniye boyunca havada süzülürdü.
  • Dünyanın mantosunun ve yüzeyinin yüzde 45'inin oksijen olduğundan, büyük bir yükseklikten düşüş yaşarız.
  • Güneş'ten gelen ışık, havada bulunan parçacıklar aracılığıyla dağılır. Atmosferin yüzde 21'ini ortadan kaldırmaktan bahsediyorsak, parçacık sayısını da beşte bir oranında düşürmekten bahsediyoruz demektir. Bu sebepten dolayı hava nispeten daha karanlık olur.
  • Yer kabuğu aniden kırılmaya başlar...
  • Ancakkorkmayın. Bunların hiçbirini göremez, duyamaz, hissedemeyiz. Çünkü oksijen vücut ağırlığının yüzde 60'ını oluşturur. Tüm hücrelerimizde vardır. Bir anda pof diye küle dönüşürüz. Bu da demektir ki dünyada yaşamın bitmesi için bir elementin 10 saniyeliğine yok olması yeterli.

İslam ve İhsan

BİLİME IŞIK TUTAN AYETLER

Bilime Işık Tutan Ayetler

KUR’AN’IN MUCİZEVİ YÖNLERİ

Kur’an’ın Mucizevi Yönleri

KUR'ÂN-I KERİM'DEKİ MUCİZELER

Kur'ân-ı Kerim'deki Mucizeler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.