Dönüşü Zor Yolculuk

İslam’ın beş şartından hac farizasını yerine getiren Türk hacıların, dönüş yolculuğu başladı.

İlk olarak Medine'yi ziyaret edip daha sonra geçtikleri Mekke'deki vecibeleri yerine getirerek hacı olan Müslümanlar, veda tavaflarının ardından ülkelerine dönüyor. Kutsal topraklardaki yolculuğuna Mekke'den başlayan hacılar ise Medine'ye geçiyor.

Bu çerçevede Suudi Arabistan'da bulunan Türk hacılardan 10 kafile, bugün geç saatlerde Cidde Uluslararası Havaalanı’ndan İstanbul'a hareket edecek. Türk hacıların son kafilesi ise 30 Ekim’de Medine’den Türkiye’ye dönecek.

Kutsal topraklarda bulunan 61 bin 300 civarındaki Türk hacıdan 29’unun hayatını kaybettiği açıklanmıştı.

HACILARI SAĞLIK EKİPLERİ KARŞILAYACAK

Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü Hüsem Hatipoğlu, yaptığı açıklamada, 1 Eylül'den itibaren kutsal topraklara gönderilen hacıların bugünden itibaren yurda dönüş yapmaya başlayacaklarını ifade etti.

Hacıların uğurlanma ve karşılanmaları için sağlık ekipleri oluşturulduğunu dile getiren Hatiopğlu, gidişlerinde başta "MERS-CoV" olmak üzere her türlü enfeksiyona karşı bulaşma ve korunma yöntemlerinin öğretildiğini vurguladı.

Kutsal topraklarda hacı olan kişilerin karşılanmalarında da ekiplerin görev aldığını anlatan Hatipoğlu, şunları kaydetti:

"Dönecek olan hacılarımıza ilk yardım ve gerekli sağlık hizmetini verme yanında, bulaşıcı hastalıkların yurda girişini önlemek için yardımcı olmaya çalışacağız. Genel Müdürlüğümüzün yanı sıra Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, bu organizasyonun içinde yer almaktadır. Kutsal topraklardan gelen hacılarımızı huzur, manevi heyecan, bereket, feyiz ve geride güzel hatıralar bırakmış olarak sağlıklı bir şekilde karşılamak amacındayız. Grip bulguları dahil, sağlıklarıyla ilgili şikayetlerini havalimanlarımızdaki sağlık ekiplerimize bildirmeleri konusunda hassas olmalarını bekliyoruz. Hacdan dönüşlerinde her türlü sağlık sorunları yanında enfeksiyon bulguları da sorgulanacaktır."

Hatipoğlu, sorgulamalarda gerekli görülenlerin önceden belirlenen hastanelere nakledileceğine işaret ederek, "Şikayeti olmayan hacılarımız 2 hafta müddetince Türkiye Halk Sağlığı Kurumuna bağlı aile hekimleri tarafından takip edileceklerdir. Ayrıca, hacılarımız Genel Müdürlüğümüze bağlı 7 gün 24 saat hizmet veren 444 77 34 numaralı Seyahat Sağlığı Danışma Hattı’ndan da sağlık sorunları ile ilgili her türlü bilgiyi alabilirler" ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.