Çocukları Etkinlikler ve Sosyal Medya İle Camiye Teşvik Etti

İzmir'in Tire ilçesinde yaz Kur'an Kursu'nda hazırladığı etkinlikleri sosyal medyada paylaşan din görevlisi Nurettin Gültekin, katılımcı sayısını kısa sürede ikiye katladı.

Tire Müftülüğünün Lütfü Paşa Camisi'nde hazırladığı Kur'an kursunda görev yapan Nurettin Gültekin, çocukların ilgisini çekebilmek için din eğitiminin yanı sıra bilgi yarışmaları, futbol, voleybol ve satranç turnuvası, geleneksel oyunlar ile tiyatro gösterileri düzenliyor.

Gültekin, tüm bu etkinlikleri de kendi sosyal medya hesabından düzenli şekilde paylaşıyor.

Geçen ay başlayan eğitimdeki öğrenci sayısı, Gültekin'in sosyal medya paylaşımlarının da etkisiyle kısa sürede 30'dan 65'e çıktı.

Din görevlisi Gültekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklara camiyi sevdirmek için müftülüğün de onayıyla ekstra faaliyetler düzenlediklerini söyledi.

Çocukların sosyal açıdan da geliştiğine işaret eden Gültekin, şöyle konuştu:

"Kur'an kursunun ilgi görmesindeki en büyük etken sosyal medyayı doğru ve etkili bir şekilde kullanmamız oldu. Sosyal medyanın gücünü keşfettikten ve camide yaptığımız faaliyetleri paylaştıktan sonra fark ortaya çıktı. Çünkü paylaşımları gören aileler ve çocuklarda kursa büyük ilgi oluştu. Kursa 30 öğrenciyle başladık ve bu rakam sosyal medya hesabından etkinlikleri paylaşmaya başladıktan sonra hızla arttı. Şu anda 65 öğrenciye ulaştık. Çocuğunu yaz Kur'an kursuna getiren bazı aileler, 'Biz camiyi ve yaz Kur'an kurslarını böyle bilmiyorduk, ilk defa çocuğumu kursa gönderiyorum, sosyal medyadan fotoğrafları gördüm, bundan çok etkilendim.' diyerek çocuklarını bize teslim ediyor."

Öğrencilerden Sena Şaşmaz ise çok güzel bir yaz dönemi geçirdiğini söyledi.

Her sabah büyük bir heyecanla evden çıktığını anlatan Şaşmaz, "Geçen sene de katılmıştım ama bu yıl kurs çok güzel oldu. Bu yaz tatile gitmek istiyordum ancak buradaki etkinlikleri görünce fikrim değişti." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.