Cafer-i Sadık Hazretleri’nin Hikmetli Öğütleri

İsnâaşeriyye’nin altıncı, İsmâiliyye’nin beşinci imamı, Ca‘ferî fıkhının kurucusu Cafer-i Sadık Hazretleri’nden hikmetli nasihatler.

Câfer-i Sâdık Hazretleri’nin hikmetli nasihatlerinden birkaçı.

CAFER-İ SADIK HAZRETLERİ’NDEN HİKMETLİ SÖZLER

“Eğer bir günah işlersen, hemen istiğfâr et!.. Sakın günahta ısrar etme!”[1]

***

“Şu dört şeyin azı da çoktur: Ateş, düşman, fakirlik, hastalık.”

***

“Allah Teâlâ dünyaya şöyle vahyetti:

«Ey dünya! Bana hizmet edene sen de hizmet et! Sana hizmet edeni ise (kendi işlerinde çalıştırıp) yor ve yıprat!»”[2]

Sinek Neden Yaratıldı?

Bir gün Halîfe Mansûr’un yüzüne bir sinek kondu. Mansûr, her ne kadar sineği kovdu ise de bir türlü onu uzaklaştırmaya muvaffak olamadı. O sırada Câfer-i Sâdık -rahmetullâhi aleyh- geldi. Halîfe Mansûr ona:

“–Ey İmâm! Allah Teâlâ sineği niçin yarattı?” diye sordu.

Câfer-i Sâdık -rahmetullâhi aleyh-:

“–Onunla zâlimleri zelil kılmak için!” buyurdu.[3]

Faiz Neden Haram?

Câfer-i Sâdık Hazretleri’ne:

“–Allah Teâlâ fâizi niçin haram kıldı?” diye sorulunca şu cevâbı verdi:

“–İnsanlar birbirlerini ihsanlarından mahrum bırakmasın ve birbirlerinden yardımı esirgemesinler diye!”[4]

Süfyân-ı Sevrî Hazretleriʼnin şöyle dediği nakledilmiştir:

Câfer-i Sâdık Hazretleri’nin yanına vardım. Ona:

«–Ey Rasûlullâh’ın mübârek torunu, bana tavsiyede bulun.» dedim. Şöyle buyurdu:

«–Ey Süfyân!

- Yalancının mürüvveti olmaz.

- Hasetçi kimse rahat yüzü göremez.

- Cimrinin dostluğu olmaz.

- Duygusuz kimsenin kardeşliği yoktur.

- Kötü ahlâklı kimsede efendilik olmaz.»

Ona:

«–Ey Rasûlullâh’ın mübârek torunu, bana daha fazla tavsiyede bulun.» dedim. Şöyle buyurdu:

«–Ey Süfyân!

- Haramdan geri dur, âbid olursun.

- Allâh’ın sana nasîb ettiği kısmete râzı ol, (Allâh’a gönülden teslim olan) bir müslüman olursun.

- İnsanların seninle nasıl arkadaş olmalarını istiyorsan, sen de onlarla öyle samimî arkadaş ol, o zaman (gerçek) bir mü’min olursun.

- Günahkâr ile düşüp kalkma; yoksa sana kendi çirkin hâllerini öğretir. Nitekim bir hadîs-i şerîfte;

“Kişi dostunun dîni üzeredir. Onun için her biriniz kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin!”[5] buyrulmuştur.

- İşini Allah’tan korkan takvâ sahibi sâlih kişilerle istişâre et!»

Câfer-i Sâdık Hazretleri’ne tekrar:

«–Ey Rasûlullâh’ın mübârek torunu, bana daha fazla tavsiyede bulun.» dedim. Şöyle buyurdu:

«–Babam beni üç şeyle terbiye etti. Bana dedi ki:

- Oğlum! Kötü arkadaşla beraber olan, selâmette olmaz.

- Kötü yerlere girip çıkan, töhmet altında kalır.

- Diline sahip olmayan, pişman olur!»”[6]

Dipnotlar:

[1] Hânî, el-Hadâik, s. 130. [2] Ebû Nuaym, Hilye, III, 194. [3] Ebû Nuaym, Hilye, III, 198; İbnü’l-Cevzî, Sıfatü’s-Safve, I, 392. [4] Zehebî, Târîhu’l-İslâm, IX, 92. [5] Ebû Dâvûd, Edeb, 16/4833. [6] İbn-i Hacer el-Heytemî, ez-Zevâcir, I, 28; Hânî, el-Hadâik, s. 130-131.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Cafer-i Sadık (rahmetullahi aleyh) Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

CAFER-İ SADIK HAZRETLERİ KİMDİR?

Cafer-i Sadık Hazretleri Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.