Bu Yıl Tarım Sezonunun 9 Ayında Yağışlar Yüzde 28 Arttı

Türkiye'de tarım sezonunda yer alan 1 Ekim 2021 ile 30 Haziran 2022 arasındaki 9 aylık dönemde yağışlar, geçen yılın aynı dönemine göre bu yıl yüzde 28 arttı.

Türkiye'de su/tarım yılı yağışları, her yıl 1 Ekim ile sonraki senenin 30 Eylül'üne kadar olan dönemde, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından takip edilerek hesaplanıyor.

AA muhabirinin Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'de uzun yıllar su/tarım yılı ekim-haziran yağışları 518 milimetre ölçüldü. Geçen yılın su/tarım yılı 9 aylık döneminde 396,2, bu senenin su/tarım yılı 9 aylık döneminde ise 507 milimetre yağış düştü.

Buna göre, ülkedeki 2022 su/tarım yılı 9 aylık yağışlarında uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 2 azaldı, geçen seneye göre ise yüzde 28 artış kaydedildi.

2022 su/tarım yılı 9 aylık yağışlarda, Kırklareli’nin kuzeyi, Orta ve Batı Karadeniz, Antalya ve Mersin’in doğusu, Isparta, Burdur, Niğde, Adana, Tunceli, Giresun ve Trabzon çevrelerinde normallerine göre yüzde 40’tan fazla artış yaşandı. Malatya, Şanlıurfa, Mardin ve Iğdır çevrelerinde ise yağışlar yüzde 40’tan fazla azaldı.

En fazla yağış Rize'de

Bu yılın su/tarım yılı 9 aylık yağışları 246,6 milimetre ile en az Iğdır'da, 1331,3 milimetre ile en fazla Rize'de ölçüldü.

Yağışlarda normaline göre en fazla artış yüzde 37 ile Sinop'ta, azalış ise yüzde 38 ile Mardin'de kaydedildi.

2022 su/tarım yılı 9 aylık yağışları Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde artış gösterirken, en fazla azalma yüzde 28 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kaydedildi.

Geçen yıla göre ise en fazla artış yüzde 44 ile Akdeniz Bölgesi'nde tespit edildi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.