Bu Sorunları 'mü'minlerin Vasıfları' Çözebilir

Yüzakı Dergisi bu ay "mü'minleri" konu ediniyor. Her zaman, mekân ve ahvâlde, mü’min kimselerin, hangi özellikleri taşımalarının gerektiği sıralanıyor.

Kur’ân-ı Kerim’de sıkça geçen bir ilâhî beyandır: كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ اِنْ [Siz Mü'minseniz!] Müjde ve destektir: “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Üstün olan sizlersiniz, siz mü’minseniz...“ (Âl-i İmrân, 139) Üstünlüğün yolu ise ilâhî tâlimatlara teslim olmaktır:

Mü’minseniz; “...Gıybet ve iftiraya bulaşmayın...” (Bkz. en-Nûr, 17)

Mü’minseniz; “Sadece Allâh’a tevekkül edin.” (el-Mâide, 23)

Mü’minseniz; “...Aranızı düzeltin...” (el-Enfâl, 1)

Mü’minseniz; “...fâizi terk edin...” (el-Bakara, 278)

Mü’minseniz; “...Helâl sizin için en hayırlı olandır...” (Hûd, 86)

Mü’minseniz; “...Allah’tan hakkıyla korkun...” (el-Mâide, 57)

Mü’minseniz; “...Allah ve Rasûlüne itaat edin...” (el-Enfâl, 1)

İlâhî mesajda, bu şart kaydının konması; inandığımız hâlde mü’min değilmiş gibi davranabilme gafletimizden kaynaklanıyor.

Mü’miniz fakat inançsızların kahrı altında inliyoruz. Çünkü; Mü’miniz fakat Allah ve Rasûlü’ne itaatimiz eksik. Çünkü; Ekonomimizde, gıdâmızda, beşerî münasebetlerimizde, lisânımızda ve kalbimizde îman var mı yok mu belirsiz!

Îman her derdin dermanı fakat mü’minliği hakikate yansıtmak şartıyla... «Rabbimiz Allah’tır!» deyip o istikamet içinde yaşamak şartıyla...

ŞİFALAR BUNDA GİZLİ

Yüzakı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni M. Ali EŞMELİ; ehl-i küfrün, İslâm memleketlerine çullandıkları şu günlerde; “Meselenin özü; Her zaman, mekân ve ahvâlde, mü’min kimselerin, hangi özellikleri taşımalarının gerektiği. Çünkü; İnsanlığın bütün problemini çözecek bütün dermanlar, çareler ve şifâlar bunda gizli.” diyerek; âyet âyet mü’minlerin vasıflarını ortaya koydu.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «O’nun Muhteşem Ahlâkı» yazı dizisinde «Helâl Lokma» mevzuunu kaleme aldı. Hazret-i Fahr-i Kâinât Efendimiz’den ashâb-ı kirâma; Hak dostlarından Osmanlı’ya gıdânın mânevî tesirlerine ehemmiyet vermenin eşsiz misallerini serdetti.

Mevlânâ köşesinde ise birlik ve beraberliğimizin mânevî harcı olan îman ve îman kardeşliği, Hazret-i Mevlânâ’dan kıssalar ve vecîzelerle anlatıldı.

KUR'ÂN ŞAİRİNİN KIYMETİ VAR

Yüzakı Dergisi bu ay ki dosyasında gayba îmânı kuvvetlendirmede bir metot olarak, râbıtaya farklı bir bakışa, tekfirciliğe düşmeden akîdevî prensiplerimizi korumaya, imân etmenin zekâ ve akıl ile köklü irtibata, sabahtan akşama îmânı kaybetme tehlikeleriyle dolu âhirzamanda, îmânı avuçta ve kalpte tutmakta yardımcı telkinlere yer veriyor.

Îman, ilim ve ameli bütünleştirmiş zirve âlimlerden İmam Nevevî; Şiirimizin dehâlarından Fuzûlî; Millî meselelere, mukaddesat zâviyesinden bakan sembol isimlerden Seyyid Ahmed ARVÂSÎ, İslâm âleminde uyanışın mazlum şehidi Hasan el-Bennâ...

Geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Ömer Faruk KARABUCAK Ağabey ve Şair Memmed ASLAN’a dair özel hâtıralar... Nebevî tıptan bir misal: Çörek otu... Ahmet ZİYLAN’dan çocuk yetiştirirken dikkat edilmesi gerekenlere dair hayat notları...

Şiirler...

Kur’ân-ı Azîmüşşân, şairlere de; «mü’minseniz kıymetiniz var.» diyor... Îman dolu yüreklerden taşan mısralar da hak ve hakikati en güzel ifadeyle söylemenin derdinde...

Ayrıntılı Bilgi: www.yuzaki.com.tr

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.