"Bir Allah Var, Bir de Türkiye"

Türkiye, IŞİD zulmünden kaçan Suriyeli sığınmacılara kapılarını açtı. Suriyeli aileler sevinç gözyaşlarıyla "Bir Allah var, bir de Türkiye" dedi 

Koalisyon güçlerinin Haseke'ye bağlı Rasulayn bölgesine yönelik hava saldırılarının yanında bazı Kürt grupların baskısından kaçan Suriyelilerin Akçakale Gümrük Kapısı'ndan Türkiye'ye geçişlerine izin verildi.

Üç gün boyunca sınırdaki tel örgülerin yanında bekleyen çoğu kadın ve çocuk binlerce Suriyeli, geçici bir sınır kapısından Türkiye’ye alındı.

akcakale_3713

Türkiye, sığınmacıları almak isterken Tel Abyad'ın kontrolünü elinde bulunduran IŞİD, grubun gümrük kapısından geçişlerini engellediği sırada Gümrük sahasından geçen 4 Suriyeli aile Türkiye'ye girdi.

BİR ALLAH VAR BİR DE TÜRKİYE

Türkiye'ye 3'ü görme engelli 8 çocuğuyla sığınan Halaf Derviş, gazetecilere yaptığı açıklamada, Tel Abyad yakınlarından geldiklerini belirterek "Orada hayat durdu. Uçaklar bombalıyor, canımızı kurtarmak için sınıra geldik. Bir Allah var bir de Türkiye... Bizi kabul ettikleri için tüm yetkililere teşekkür ediyorum" diye konuştu.

aa_picture_20140919_3316568_web

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç 3 Haziran'dan bu yana 13 bin 434 Suriyeli'nin Türkiye'ye geçtiğini açıkladı;

"AFAD koordinatörlüğünde öncelikli olarak hasta, çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere 3 Haziran günü 837 kişi Türkiye’ye girdi. 4 Haziran’da 2 bin 832, 6 Haziran’da 3 bin 168, 10 Haziran’da 6 bin 597 kişi olmak üzere toplamda 13 bin 434 Suriyeli Türkiye’ye giriş yaptı. Talep edenler geçici barınma merkezlerine alındı. Bu kişilerin Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık kontrolleri de yapıldı."

akcakale_657

5579993be96113710fb2ffff

(Hüdâyi Vakfı aracılığıyla Suriyeli kardeşlerimize yardımcı olmak isteyenler, aşağıdaki resme tıklayarak hesap numaralarına ulaşabilir.)

hesapno

İslam ve İhsan

HÜDAYİ VAKFI SURİYELİ MÜLTECİ KAMPLARINA YARDIM GÖNDERDİ

Hüdayi Vakfı Suriyeli Mülteci Kamplarına Yardım Gönderdi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.