kaside   (157 içerik bulundu)

İslam'da Musikinin Yeri ve Enderun Usûlü Teravih

Efendimiz’in çeşitli tavsiyeleri ve ezânı, sesi güzel olan Hz. Bilâl-i Habeşî’ye okutması, güzel ses ve nağmelerin önemini vurgularken, mûsikî ilminin gelişmesi

Manevi Dersler Nasıl Yapılmalı?

Allah dostlarının bütün gayreti, insanoğlunun huzur ve mutluluğu içindir. İnsanın rûhen yükselmesi ve Rabbine yakınlığını sağlamasını temindir. Onlar, bu gayeye

Gençleri Uyandıran Teklif!

Genç Dergi, 115. sayısında "rüyamızı bilelim, rüyamızla bilinelim ve rüyamızla bitmeyecek bir hayata uyanalım" diyor ve gençlere rüyadan uyanma teklifinde bulun

Manevi Zirvelere Ulaştıracak Ulvi Basamak

Osman Nuri Topbaş Hocaefendinin nezih kaleminden hazırlanan bu kitap, her hizmet ehlinin taşıması icab eden vasıfları ve riayet etmesi gereken edep ölçülerini e

Hüdâyi Hazretleri'nin Kerameti

Hüdâyî’nin mânevi mertebeleri kısa zamanda kat’ederek yükselmesi ve şeyhine halîfe olması ba’zı dervişlerin kıskançlığını mûcib olmuştu. Hüdâyî’nin üç sene gibi

Ehl-i Beyt'i Sevmek Mü'minlere Farz

Allah Resulü'ne (sellallahu aleyhi ve sellem) ve Ehl-i Beyt'e karşı sevgimiz nasıl olmalı? Onları severken nelere dikkat etmeliyiz? 

Bütün Türk İllerinde Tanınan, Sevilen ve Benimsenen Şâir

Fuzûlî, bütün Türk illerinde tanınan, sevilen ve benimsenen bir şâirdir.

Sevgide Sadâkat'in Alâmeti

Bağdat’ın coğrafî yapısı bakımından Fuzûlî, bir ayağını çöle, bir ayağını da suya basmaktadır. Bu hâl dolayısıyladır ki o, suyun rahmet olmasıyla Hazret-i Peyga

Fuzûlî Mahlasını Keşfeden Şâir

Âzerbaycan Türkü olan Fuzûlî’nin adı Mehmed’dir. Babası, Hille müftüsü Süleyman Efendi’dir. Fuzûlî, çocukluk yıllarını, Irak Akkoyunlu Türk Devleti, gençlik yıl

Simülasyonla 'asr-ı Saadet'e Yolculuk' Yapılıyor

Mekke'de, Esselamü Aleyke Eyyühen Nebiyyü Müzesi, Hazreti Muhammed'in hayatının tüm yönlerini simülasyonlarla anlatarak, ziyaretçilerine "Asr-ı Saadet"e yolculu

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.