huzur   (8267 içerik bulundu)

Muhabbet Nimetini Nasıl Kullanmalıyız?

Sevgide ölçü nedir? Sevgiyi kime yöneltmeli ve nasıl kullanmalıyız?

"Hüdayi'de Aileden Öte Bir Muhabbet Yaşadım"

Üniversite okumak için Moğolistan'dan Türkiye'ye gelen Fatma Zehra'nın İslam'la tanışmasını anlattığı ilk bölümümüzün ardından şimdi de Türkiye'de neler yaşadığ

Ramazan'dan Nasıl Beslenmeli?

Nefsin bitmek bilmeyen fânî arzu ve emellerini, azim ve irâdesiyle eritemeyen ham ruhlar, ne dünyada rahat yüzü görebilir ne de ukbâda huzur ve saâdete erebilir

Mûsâ Efendi’nin Ramazan-ı Şerifi İhya Hassasiyeti Üzerine...

Altınoluk: Efendim, mâlumu âlîniz, Temmuz ayı merhum Mûsâ Topbaş Efendi -Rahmetullâhi Aleyh-’in vefatının sene-i devriyesi. Bu yılki sene-i devriye, Ramazan ayı

İslam Ol Kurtul

Şebnem dergisi yazarlarından Halime Demireşik'in kaleme aldığı "Dünya İslâm’a Koşuyor" kitabında değişik vesilelerle Müslüman olan insanların ‘Hidayet Öyküleri’

En İdeal Hedefini Nasıl Belirlersin?

Hayatta herkesin farklı hedefleri var. Hepimiz için müşterek bir hedeften bahsedebilir miyiz? Hedef tespit ederken nasıl bir usûl takip etmeli ve hangi hassâsiy

Hiç Yapmadıysan Mutlaka Yap!

Allâh’a îmân etmek, merhametli olmayı îcâb ettirir. Zira Cenâb-ı Hakk’a îmân eden kişi O’nu sever ve emirlerine itaat eder. Hattâ zamanla O’nunla alâkası olan h

“Verilen Lüks İftarlarda Menfi Bir Tesir Oluyor”

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Ramazan ayı münasebetiyle Ahmet Taşgetiren'in sorularını cevapladı. Sohbet kıvamında geçen mülakatta, Hocaefendi'nin çocukluğundak

Kuyuya Söylenen Söz Ney Oldu

Mevlânâ’nın eserlerinde geçen ney, aslında “insan-ı kâmil”i temsil etmektedir. Sazlıktaki bir kamışın ney hâline gelene kadar geçirdiği devreler, insanın olgunl

İnsanı İnsan Yapan Eğitim

Cenâb-ı Hak, yerleri ve gökleri insanın hizmetine sunmuştur. İnsanı da bu eşya ve kendisi karşısında sorumsuz ve başıboş bırakmamıştır. Yani Allâh, hem kâinâta

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.