MEVLANA   (2538 içerik bulundu)

Ebu'l Beşer'in ve Ebu'l Enbiya'nın Çilesi

Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi'nin baştacı olan Pir-i Türkistan Ahmed Yesevi'nin lisanından hareketle Allah'ın alemlere tebliğ vazifesiyle gönderdiği bir rivay

Peygamberimizi Ağlatan Âyet

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi bu haftaki sohbetlerinde Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in Kur'ân-ı Kerîm'e verdiği ehemmiyetten ve Rasûlullah -

Sırf Görünüşe Bakmak Aldatır İnsanı

Tasavvufî düşüncede, varlığın sûret-ma’nâ sarmalı üzerine kurulması, sûretteki sığlığın, ma’nâdaki derinliği perdelemesinden dolayı; varlığın sûreti ile ma’nâsı

Mutluluğun Yolu Bu İbadette

Sırat-ı müstakîm kişinin toz olduğu, kul olduğu, kurban olduğu bir yoldur. Bu yol bütün kâinata rahmet olarak gönderilen Peygamberin ayağının tozu olup O’nu tak

Helâl Kazancın Ehemmiyeti

Beslenme ihtiyacı karşılanırken gıdaların helâl olması, insanın manevî istikameti için çok mühim bir vesiledir.

Tasavvuf, İslam'a Sonradan mı İlave Oldu?

Mânevî hayat ve tasavvufî düşünce, bâzı kimselerin iddiâ edegeldikleri üzere sonradan îcâd edilerek dîne ilâve olunmadı.

Müslüman Nasıl Temiz Yaşar?

Temizlik, ruhlara ferahlık veren bir kelime. Bulunduğu hemen her yeri güzelleştiren bir yönü var bu güzel kelimenin. Rabbimiz Kur’an’da “tertemiz olan kulları s

İstiğfar ve Şükrün Önemi!

Hiçbir günah işlememiş olsak -bu mümkün değil ama, faraza öyle bile olsa- Allâhʼın verdiği bunca nîmete karşı lâyıkıyla şükredememe duygusuyla yine istiğfar etm

Bunalımlardan Kurtulmanın Yolu!

Akıl, insanı uçsuz bucaksız bir okyanusun kenarına götürür. Lâkin rûhunda aşk denizine açılacak güç bulunmayan kimse, aklın onu bıraktığı kıyılarda ortaya çıkan

Akademik Şaşkınlıklar

Günümüzde felsefeyi en üstün ilim gibi görüp Vahiy ve Sünnet kaynaklı ilimleri küçümsemenin, bâzı İlâhiyatçılar(!) arasında da revaç bulduğunu, esefle müşâhede

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.