Arakanlı Müslümanlar İçin 100 Bin Kişilik Kamp

Türkiye, Bangladeş’teki Arakanlı Müslümanlar için yaklaşık 100 bin kişilik bir sığınmacı kampı kuracak. Türkiye, Bangladeş’te su kuyuları ile sahra hastanesi de açacak.

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Bangladeş’teki Arakanlı Müslümanlarla buluştu. Başkent Dakka’da yetkililer tarafından karşılanan Akdağ, Bangladeş Afet Yönetimi ve Yardım Bakanı Mofazzal Hossain Chowdhury Maya ve beraberindekilerle Con’xbazar’daki sığınmacı kampına hareket etti. Kamp alanında, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) görevlilerince sığınmacılar için yemeklerin yapıldığı bölümde incelemelerde bulunan Akdağ, eşi Şeyma Akdağ ile birlikte Arakanlı Müslümanlara dağıtılacak kumanyaların hazırlanmasına yardım etti.

ARAKANLILARA KAMP MÜJDESİ

Akdağ, Türkiye’nin Arakanlı Müslümanlar için Bagladeş’te 100 bin kişilik sığınma kampı kuracağını söyledi. Akdağ kampa ilişkin, “Şu anda kesin bir rakam söylemek zor ama 100 bin kişilik kampa muhtemelen 40-50 milyon dolar inşa için gerekecektir. Bir o kadar da yıllık ihtiyaçları karşılamak için gerekecektir.” dedi.

SU KUYUSU DA AÇILACAK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Edoğan’ın, Arakanlı Müslümanlar için çeşitli talimatlar verdiğini aktaran Akdağ, bu kapsamda Bangladeş Afet Yönetimi ve Yardım Bakanı Mofazzal Hossain Chowdhury Maya ile görüşmeler gerçekleştirdiğini, “Türkiye’nin kamp kurması, sahra hastanelerinin oluşturulması ve su kuyularının açılması” konularında üç ayrı teklif sunduklarını bildirdi. Akdağ, eşi Şeyma Akdağ ile Arakanlı Müslümanlara yemek dağıttı.

500 BİN MÜSLÜMANA KAPILARINI AÇACAK

Kamp yapımı için yer tahsisinin ardından gerekli çalışmaları başlatacaklarını belirten Akdağ, Bangladeş’in yaklaşık 500 bin Arakanlı Müslüman’a kapısını açarak önemli bir görev üstlendiğini söyledi. Akdağ, kurulması planlanan kampın, orta dönem barınma kampı olmasının planlandığının, asıl hedefin Arakanlı Müslümanların tekrar vatanlarına, yurtlarına, evlerine dönmesi olduğunu vurguladı.

YARDIMLARIMIZ SÜRÜYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da Bagladeş’te ziyaretlerde bulunduğunu hatırlataran Akdağ, bu ziyaretle başlatılan gıda yardımının devam ettiğini belirtti. TİKA, Kızılay ve AFAD’ın bölgede çeşitli yardımlar yaptığını ve hizmetler sunduğunu vurgulayan Akdağ, günlük yaklaşık 60 bin kişiye sıcak yemek verildiğine işaret etti.

İKİ SAHRA HASTANESİ

Akdağ, kamp içerisinde barınma alanlarının yanı sıra sağlık hizmetlerinin de sunulacağı bölümlerin oluşturulacağını, Arakanlı Müslümanların bulunduğu bölgeye iki sahra hastanesinin de kurulmasının planlandığını dile getirdi. Akdağ, kampın maliyetine ilişkin, “Şu anda kesin bir rakam söylemek zor ama 100 bin kişilik kampa muhtemelen 40-50 milyon dolar inşa için gerekecektir. Bir o kadar da yıllık ihtiyaçları karşılamak için gerekecektir.” ifadesini kullandı.

YUVALARINA DÖNMELERİNİ İSTİYORUZ

Akdağ, Arakanlı Müslümanların sesini dünyaya duyurmaya devam edeceklerine dikkati çekerek, şu görüşlere yer verdi: “Kurulacak kampın, geçici bir süre ile burada olmasını arzu ediyoruz. Hem Türkiye hem Bangladeş hükümeti olarak Arakanlı Müslümanların kendi evlerine, kendi yuvalarına dönmelerini istiyoruz. Bu hususta da elbette Türkiye, uluslararası planda çalışmalarını yürütecektir.”

TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR

Bangladeş Afet Yönetimi ve Yardım Bakanı Maya Türkiye’ye yardımları dolayısıyla teşekkür etti. Maya, Arakan Müslümanları konusunu ilk gündeme getiren ve onlara yardım elini ilk uzatan ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.