Arafat "mahşerin Provası"

Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurdular: “–Hac Arafat’tır. Kim Müzdelife gecesi sabah namazından önce Arafat’a gelirse o hacca yetişmiş olur. Minâ günleri üçtür. Acele edip orada iki gün kalan kimseye günah yoktur. Geciken kimseye de günah yoktur.” buyurdu. (İbn-i Mâce, Menâsik, 57)

MEKKE

Mukaddes topraklardaki hac heyecanı ve coşkusu artarak devam ediyor. Mekke'den yola çıkarak büyük bölümü Mina'ya giden hacı adayları, sabah Arafat'a geçerek geceden buraya ulaşan diğer Müslümanlarla bir araya geldi. Saatler ilerledikçe kalabalıklaşan Arafat'ta adeta mahşerin provasına ev sahipliği yapıyor.

Beyaz ihramlarıyla Arafat'a bir araya gelen hacı adayları, Hz. Adem ile Hz. Hava'nın dünyada buluştuğu, Hz. Muhammed'in Veda hutbesini irat ettiği Cebel-i Rahme diye bilinen Rahmet Tepesi'ne çıktı.

"Lebbeyk Allahümme Lebbeyk" ve "Allah-ü Ekber, Allah-ü Ekber, La İlahe İllallahü Vallahü Ekber Allah-ü Ekber Velillahilhamd" şeklinde telbiye ve teşrik tekbirlerini yüksek sesle tekrarlayan hacı adayları, Arafat Meydanı'nı doldurdu. Hacı adaylarının beyaz ihramlarıyla Arafat Meydanı ve Rahmet Tepesi'ni doğru akmaları renkli görüntüler oluşturdu.

Özellikle Rahmet Tepesi'ne çıkan hacı adayları, burayı adeta beyaza boyadı. Kayaların üzerinde dua eden, ibadetlerini gereğini yapmaya çalışan hacı adaylarının, Allah'a yakarırken gözyaşları akıttıkları görüldü.

l_8008

Arafat'ta selalar okundu

Geceden Arafat'a ulaşan Türk hacı adayları ise ibadetlerini ifa etmeye çalıştı. Diyanet İşleri Başkanlığının görevlendirdiği hocalar, 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye’de minarelerde yükselen selaları, Arafat’ta da okudu. Hacı adayları selaların ardından okunan sabah ezanıyla ibadetlerini sürdürdü. Yaklaşık bir saat boyunca, telbiye, tekbir, ilahi, kaside ve Kur’an-ı Kerim’den ayetlerin okunduğu Arafat'ta hacı adayları ibadetlerine devam etti.

Milyonlarca hacı adayı, ibadetin en önemli rüknü olan Arafat'ta bugün öğle ve ikindi namazlarını birleştirerek (cem-i takdim) kılacak ve Arafat vakfesine duracak. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de burada "Vakfe Duası'nı" yapacak. Daha sonra Müzdelife'ye hareket edecek hacı adayları, akşamı, yatsı namazıyla birleştirerek (cem-i tehir) kılacak.

Kutsal topraklardaki Müslümanlar, hac görevinin vaciplerinden Müzdelife vakfesini yaptıktan sonra Mina'ya hareket edecek. Müzdelife ve Mina'daki hazırlıkların da tamamlandığı belirtildi. Mina'da Cemerat'ta şeytan taşlama işleminin ardından hacı adayları, bayramın birinci gününün sabah namazına kadar buradaki ibadetlerini bitirip Mescid-i Haram'a akın edecek.

Kayna: AA

 img_8707 img_8706 arafat1

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.