Amr b. Mürre (r.a.) Kimdir?

Zühdüyle tanınan Kûfeli muhaddis Amr b. Mürre’nin (r.a.) hayatı kısaca…

Amr b. Mürre’nin (r.a.) hayatı hakkında fazla bilgi yoktur.

AMR B. MÜRRE (R.A.) KİMDİR?

Kûfe’nin önde gelen hadis hâfızlarından ve zâhitlerinden olan Amr b. Mürre (r.a.), rivayet ilminde güvenilirliğiyle tanınan bir isimdir.

Abdullah b. Ebû Evfâ, Ebû Vâil ve Saîd b. Cübeyr (r.a.) gibi büyük muhaddislerden hadis öğrenen Amr b. Mürre (r.a.), Ebû İshak es-Sebîî, A‘meş ve Şu‘be b. Haccâc gibi önemli isimlere de hocalık yaptı.

Hadis otoriteleri tarafından güvenilir bir râvi olarak kabul edilen Amr b. Mürre (r.a.), mürsel rivayetleriyle de dikkat çekerken, rivayetlerinde tedlîs yapmamasıyla tanındı. Âmâ olan bu kıymetli zât, talebesi Şu‘be’nin ifadesiyle ibadete olan huşûsu ile gönülleri etkilerdi.

Zühd ve takvâ hayatıyla tanınan Amr b. Mürre (r.a.), gençliğinde yaptığı bir hatadan dolayı sürekli pişmanlık duyduğunu ve gözlerini kaybetmesini bu günaha kefâret saydığını dile getirmiştir.

Rivayetleri Kütüb-i Sitte’de yer alan Amr (r.a.), “Âhireti kazanmaya çalışanlar dünyayı, dünya menfaatleri peşinde koşanlar âhireti kaybederler. Ebedî olanı elde etmek için fâni olanı gözden çıkarmaya bakın.” sözüyle de hatırlanır.

Bazı kaynaklarda 736 (H. 118) yılında vefat ettiği kaydedilen Amr b. Mürre (r.a.) hakkında, Ebü’l-Kāsım el-Begavî tarafından kaleme alınan “Ḥikâyâtü Şuʿbe ve ʿAmr b. Mürre” adlı risâle, Şam’daki Zâhiriyye Kütüphanesi’nde muhafaza edilmektedir.

Kaynak: DİA’dan derlenmiştir.

İslam ve İhsan

HADİS RİVAYET EDEN SAHABİLER

Hadis Rivayet Eden Sahabiler

HADİS NEDİR?

Hadis Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.