Allah’ın İrade Sıfatı ile İlgili Ayetler

İrade ne demektir? Allah’ın her istediğini yapabilmesi onun hangi özelliğini gösterir? Allah’ın irade sıfatı ile ilgili ayetler...

İrade, Allah’a atfedilen sübûtî sıfatlardan biridir.

İRADE NE DEMEKTİR?

Sözlükte “istemek” anlamındaki revd kökünden türeyen irâde “Allah’ın emirleri, hükümleri ve fiillerinde hür olduğunu bildiren sıfat” diye tanımlanır.

Allah dilediğini yapar (irade) ile ilgili ayet-i kerimeler.

ALLAH’IN İRADE SIFATI HAKKINDA AYETLER

Orucun farz kılındığı ramazan ayı, insanlara hidâyet rehberi olup onlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayırıcı en açık delilleri ihtiva eden Kur’an’ın indirildiği aydır. İşte bu sebeple içinizden ramazan ayına erişen orucunu tutsun. Ancak hasta veya yolcu olup da oruç tutamayan kimse, tutamadığı oruçları başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık diler, fakat zorluk dilemez. Bütün bunlar sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu gösterdiği için Allah’ın yüceliğini tanımanız ve O’na şükretmeniz içindir. (Bakara suresi, 185. ayet)

***

İşte şu peygamberler ki biz onların bazısını bazısına üstün kıldık. İçlerinden biriyle Allah doğrudan konuşmuş, birini ise derecelerle yükseltmiştir. Biz, Meryem oğlu İsa’ya apaçık mûcizeler verdik ve onu Rûhu’l-Kudüs’le destekleyip güçlendirdik. Eğer Allah dileseydi, o peygamberlerin hemen ardından gelen insanlar, kendilerine bu kadar açık deliller ulaştıktan sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Ne var ki, aralarında anlaşmazlığa düştüler de onlardan iman eden de oldu, inkâr eden de. Şâyet Allah dileseydi onlar birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat Allah dilediğini yapar. (Bakara suresi, 253. ayet)

***

De ki: “Ey mülkün gerçek sahibi olan Allah! Sen dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden mülkü çekip alırsın; dilediğini yüceltip aziz kılar, dilediğini alçaltıp zelil edersin. Bütün hayırlar yalnız senin elindedir. Şüphesiz sen, her şeye kâdirsin.” (Al-i İmran suresi, 26. ayet)

***

Zekeriya: “Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmışken ve hanımım da kısırken, benim nasıl oğlum olabilir?” dedi. Rabbi de: “İşte Allah, dilediğini böyle yapar” buyurdu. (Al-i İmran suresi, 40. ayet)

***

Ey iman edenler! Yaptığınız anlaşmaları tam olarak yerine getirin. Harâm olduğu size bildirilen ve bildirilecek olanların dışındaki hayvanların eti size helâl kılındı. Ancak ihramlı iken avlanmanız helâl değildir. Şüphesiz Allah, dilediği hükmü verir. (Maide suresi, 1. ayet)

***

Âhiret âlemindeki gökler ve yer ayakta durdukça onlar da ebediyen o ateşin içinde kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilemesi hâriç. Çünkü Rabbin ne dilerse onu eksiksiz yapar. (Hud suresi, 107. ayet)

***

Allah, iman edenleri, inanıp ikrar ettikleri o değişmez söz sebebiyle dünyada da âhirette de sapasağlam tutar ve ayaklarını kaydırmaz. Zâlimleri ise şaşırtır, onların doğru yoldan çıkmasına fırsat verir. Allah dilediğini yapar. (İbrahim suresi, 27. ayet)

***

Şüphesiz Allah, iman edip sâlih ameller işleyenleri altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir. Allah, elbette dilediğini yapar. (Hac suresi, 14. ayet)

***

Görmez misin ki göklerde olanlar, yerde olanlar, Güneş, Ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, yeryüzünde hareket eden bütün canlılar ve insanlardan birçoğu Allah’a secde etmektedir; birçoğu hakkında da azap hükmü kesinleşmiştir. Allah kimi alçaltırsa, artık onu yükseltecek kimse yoktur. Şüphesiz Allah, ne dilerse yapar. (Hac suresi, 18. ayet)

***

Allah, hareket eden her canlı varlığı sudan yarattı. Onlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, bir kısmı iki ayağı üstünde yürür, bir kısmı da dört ayağı üstünde yürür… Allah ne dilerse onu yaratır. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. (Nur suresi, 45. ayet)

***

Firavun hiddetle: “Demek, ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Meğer size sihri öğreten ustanız oymuş! Ama size ne yapacağımı yakında bileceksiniz! Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi mutlaka asacağım!” diye bağırdı. (Şuara suresi, 49. ayet)

***

Rabbin dilediğini yaratır ve seçer. İnsanların bu hususta seçme hakkı ve yetkisi yoktur. Allah, onların ortak koştuğu şeylerden çok uzak ve pek yücedir. (Kasas suresi, 68. ayet)

***

Sizi güçsüz bir halde yaratan, güçsüzlükten sonra size kuvvet veren, kuvvetli döneminizden sonra sizi tekrar güçsüz ve saçı başı ağarmış ihtiyar hâline getiren Allah’tır. O, dilediğini yaratır. Çünkü O, her şeyi hakkiyle bilen ve her şeye gücü yetendir. (Rum suresi, 54. ayet)

***

O’dur, dilediği her şeyi dilediği gibi yapan. (Büruc suresi, 16. ayet)

Kaynak: kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

ALLAH’IN İRADE SIFATI NE DEMEK?

Allah’ın İrade Sıfatı Ne Demek?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.