Allah Yolunda Verilen Güzel Borç

Muhabbetin en bâriz alâmeti fedakârlıktır.

Bir sevginin büyüklüğü, sevilen uğrunda yapılan fedakârlıkla ölçülür. Seven, sevdiği uğruna her şeyini kolayca fedâ ederek bu yolda karşılaştığı bütün meşakkatlere katlanır. Allâh’a ve dînine muhabbet besleyen mü’minlerin de, Allah yolunda her türlü imkânlarından, farz olan mükellefiyetlerinin dışında da infakta bulunmaları ve bu uğurda bâzı meşakkatlere katlanmaları lâzımdır. Zâten Allah Teâlâ’nın lutfettiği nîmetlerin sarf edilebileceği en fazîletli yer, yine Allah yoludur.

Mevlânâ Hazretleri şöyle buyurur:

“Mal ile beden, kar gibi erir, gider. Fakat onlar, Allah yolunda harcanırsa, Allah onlara alıcı olur. Kur’ân’da; «Allah, Cennet karşılığında mü’minlerden canlarını ve mallarını satın aldı...» (et-Tevbe, 111) buyrulmuştur.”

Cenâb-ı Hakk’ın satın aldığı bir şey de eriyip zâil olmaktan kurtularak büyük bir kıymet ve şeref kazanır.

Yüce Rabbimiz, bilhassa zor zamanlarda kullarından fedakârlık beklemektedir. Kulların bu fedakârlıklarını da Kur’ânî ifâdeyle; «Karz-ı hasen: Allah yolunda verilen güzel bir borç» sayarak karşılığını kat kat fazlasıyla ödemeyi va’detmektedir.

FEDAKARLIK NE DEMEK?

Fedakârlık, kâmil mü’minlerin şiârıdır. Yine fedakârlık, kulu Rabbine yaklaştıran en müstesnâ insanlık cevheridir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de, Allâh’ın rızâsına nâil olabilmemiz için ihlâs ve samîmiyetle fedakârlıkta bulunmamız emredilmektedir. Fedakâr bir mü’min, bütün güzel sıfatları kendisinde cem eder.

MÜMİN FEDAKAR OLMALI

Fedakâr bir mü’min; cömert, merhametli, mütevâzı, hizmet ehli ve ruhlara ebedî hayat aşısı yapan bir gönül doktorudur. Fedakâr bir mü’min, îsar sâhibidir, yâni kendisi de muhtaç olduğu hâlde, mü’min kardeşlerini kendisine tercih ederek elindeki imkânları onlara devretme fazîletini gösterebilen kimsedir.

Yine fedakâr bir mü’min, Allah yolundaki her hizmeti muhabbet ve şefkatle îfâ eden bir ümit ve îman menbaıdır. O, ruhlara huzur bahşeden her gayretin ön safında yer alır. Yine o, sözleri, davranışları ve örnek ahlâkı ile dâimâ Allâh’ın rızâsını talep hâlindedir. O, dertlinin, muzdaribin yanında, kimsesizlerin ve ümitsizlerin başucundadır.

MÜ'MİNLERİN FEDAKARLIK ÖRNEKLERİ

Bize örnek nesil olarak takdim edilen ashâb-ı kirâm, yaşlısı ve genciyle Allah ve Resûlü’nün muhabbetini kalplerine yerleştirmiş ve bu uğurda büyük fedakârlık numûneleri sergilemişlerdir:

Nitekim genç sahâbîler, Peygamber Efendimiz’in tebliğ mektuplarını taşıma şerefine ermek için âdeta birbirleriyle yarışmışlardı. Allah Resûlü’nün bir arzusunu yerine getirebilmek uğruna her türlü fedakârlığı göze alıp hiçbir mâzeret öne sürmeden, canla başla hizmete tâlip olmuşlardı. Sarp dağlar ve ıssız çöller aşarak gittikleri diyarlarda, cellâtların arasından geçip kralların huzûrunda Allah Resûlü’nün mektubunu büyük bir îman cesareti ile okumaları, onların Allah ve Resûlü’ne duydukları engin muhabbetin bâriz bir tezâhürüdür.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.