5 Yaşta Okullaşma Oranı 419 İlçede Yüzde 95’in Üzerine Çıktı

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “11 il ve 419 ilçemizde, 5 yaşta okullaşma oranı yüzde 95'in üzerine çıktı. 10’u büyükşehir olmak üzere toplam 29 ilde ise yüzde 90’ın üzerinde.” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Bakanlık olarak öncelikli hedeflerinin eğitimde fırsat eşitliğini artırmak olduğunu, bu kapsamda tüm kademelerde okullaşma oranlarını yükseltmek için çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini ifade etti.

Bilimsel verilerin, öğrenciler arasındaki başarı farklarını azaltmada okul öncesi eğitimin kritik bir öneme sahip olduğuna işaret ettiğini belirten Özer, bu nedenle eğitime erişimde tüm kademeler arasında okul öncesine çok daha büyük önem atfettiklerini vurguladı.

Özer, yıl sonuna kadar 3 bin yeni anaokulu yapacaklarını ve 40 bin yeni anasınıfı açacaklarını böylece 3 yaşta yüzde 14 olan okullaşma oranını yüzde 50’ye, 4 yaşta yüzde 35 olan okullaşma oranını yüzde 70’e ve 5 yaşta yüzde 78 olan okullaşma oranını ise yüzde 100’e çıkaracak kapasiteye ulaşacaklarını söyledi.

Okullaşma oranlarını artırmak için 81 ilde yürüttükleri yoğun çalışmalar sonucu 59 anaokulu ve 7 bin ana sınıfını 5 ay gibi kısa bir sürede hizmete açtıklarını kaydeden Özer, böylece 5 yaştaki okullaşma oranını yüzde 78’den yüzde 90’a çıkardıklarını dile getirdi.

“ALTERNATİF MODELLERİ DEVREYE ALDIK”

Yıl sonuna kadar bu yaş grubu için eğitim kurumu kapasitesini yüzde 100'e tamamlayacaklarını aktaran Özer, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kapasite artışıyla beraber 5 yaşta okullaşma oranını da yüzde 100’e çıkarmayı hedefliyoruz. Şu anda yeni kullanıma açtığımız ana sınıfı ve anaokullarımızla birlikte 11 il ve 419 ilçemizde, 5 yaşta okullaşma oranını yüzde 95’in üzerine çıktı. 10’u büyükşehir olmak üzere toplam 29 ilde ise yüzde 90’ın üzerine çıktı. 125 ilçede ise okula gidemeyen 5 yaşındaki çocuk sayısı 5’in altında. Bu çocuklarımızın da eğitime erişimi için alternatif modelleri devreye aldık. Gezici öğretmen sınıfı, taşıma merkezi ana sınıfı ve Benim Oyun Sandığım gibi ev temelli modellerle okul öncesi eğitim ulaştırmadığımız hiçbir çocuğumuz kalmayacak. 1506 anaokulu yapımı ile süreç de planlandığı şekilde ilerliyor. 3 bin yeni anaokulu yapımında geriye kalan 1494 anaokulunun yapımı ile ilgili arazi belirleme çalışmaları da devam ediyor.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.