22 Temmuz 2022 - Cuma Hutbesi PDF-WORD İndir

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 22 Temmuz 2022 tarihli ve "Her Can Mukaddestir" konulu cuma hutbesi.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 22 Temmuz 2022 tarihli ve "Her Can Mukaddestir" konulu cuma hutbesi.

HER CAN MUKADDESTİR

Muhterem Müslümanlar!

Cenâb-ı Hak, insanoğlunu eşref-i mahlûk olarak yaratmış ve yeryüzünün halifesi kılmıştır. Üstün kabiliyetlerle donatmış, Rabbinin rızasına uygun, insanlık onuruna yaraşır bir hayat sürmesini emretmiştir. Daima iyi, güzel ve faydalı ameller işlemesini öğütlemiştir. İnsan olma şerefine gölge düşüren bütün çirkin söz ve davranışları ise yasaklamıştır.

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam’ın en önemli gayelerinden biri de, insanın canını korumak, onu her türlü kötülükten ve saldırıdan muhafaza etmektir. Dinimize göre her can mukaddes ve dokunulmazdır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir insanı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.”1

Kıymetli Müslümanlar!

"İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydası dokunandır.”2 şiarıyla ömürlerini din-i mübin-i İslam’a, vatana ve millete hizmet yolunda harcayan nice kardeşimiz var. Ancak ne hazindir ki, vatanımızı müdafaa eden kahraman askerlerimize, toplumsal huzurumuzu koruyan emniyet mensuplarımıza, canımızı emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarımıza, milletimize hizmet götüren sivil ve kamu görevlilerimize yönelik şiddet olaylarına şahit oluyoruz. Can taşıyan hiç bir cana şiddet tasvip edilmezken, aziz milletimiz ve ülkemiz için fedakârca hizmet sunan kardeşlerimizin haksızlığa ve şiddete maruz kalması hepimizin canını yakıyor, her birimizin yüreğini dağlıyor.

Değerli Müminler!

Bizler Allah’a ve ahiret gününe iman eden müminleriz. İnancımızın gereği olarak İslam ahlakını hayatımıza aktarmakla mükellefiz. Müminin hayatında şiddet ve merhametsizliğe, kin ve nefrete, haksızlık ve zulme,  cana ve mala kast etmeye asla yer yoktur. Müminin ahlakı, sevgi, saygı, güven ve hak duyarlılığıdır.

Aziz Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in: “İman etmeden cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmeden de gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız.”3 sözüne kulak verelim; her daim sevgi, şefkat ve merhameti kuşanalım.

”Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın.”4 hadis-i şerifini şiar edinelim; hata, günah ve isyanla aramıza set çekelim. Hangi sıkıntımız ve sorunumuz olursa olsun, çözümü asla kabalıkta ve şiddette aramayalım. İlişkilerimizde nezaket ve zarafeti elden bırakmayalım. Kendi canımızı dokunulmaz gördüğümüz gibi herkesin canını da kutsal bilelim. Kendimiz için istemediğimiz bir şeyi başkaları için de istemeyelim. İnsan şahsiyetini ve onurunu hedef alan her türlü söz ve davranıştan uzak duralım.

Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum: “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Mümin de insanların canları ve malları konusunda kendisine karşı güven hissettikleri kişidir.”5

1 Mâide, 5/32.
2 Kudâî, Müsnedü’ş-şihâb, I, 365.
3 Müslim, İman, 93.
4 Tirmizî, Birr, 55.
5 Tirmizî, İman, 12.

HUTBEYİ İNDİR

PDF İçin TIKLAYINIZ>>>

WORD İçin TIKLAYINIZ>>>

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.