Topkapı Sarayı Tarihi

Topkapı Sarayı ne zaman ve kim tarafından yaptırılmıştır? Topkapı Sarayı nerededir? İşte Topkapı Sarayı harem, tarihi, özellikleri, ziyaret saatleri, hakkında bilgi...

Topkapı Sarayı, Osmanlı Devleti’nin inşa ettiği saraylar içerisinde en benzersiz olanıdır. Birçok tarihçinin ortak ifadesine göre saray, yapımı en uzun süren devlet sarayıdır. Topkapı Sarayı, dünyada örneği görülen diğer devlet sarayları gibi bir plana göre inşaatına başlanıp belli bir sürede tamamlanmış bir bina değildir. İstanbul’un fethini takip eden yıllarda yapımına başlanıp her Sultanın kendi ihtiyacına göre ilavelerle zenginleştirdiği bir saray kompleksidir. Bu özelliği sebebiyle onu canlı bir organizmaya benzeten tarihçiler de oldu.

ESKİ SARAY

Topkapı Sarayı’ndan önce Beyazıt Meydanı’nda şimdi İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu yerde bir saray yaptırıldı. Fakat kısa süre içinde bu mevkinin devlet sarayı için uygun bir yer olmadığı anlaşılınca Sarayburnu’nda yer alan şimdiki saray inşa edildi.

SARA-I CEDİD

İlk saray “Eski Saray” adıyla anılmış ve burası tahttan indirilen veya vefat eden padişahın ailesinin ve çocuklarının ikameti için kullanıldı. Yaptırılan bu ikinci saraya ise “Yeni Saray” anlamında “Saray-ı Cedîd” adı verildi. Sarayburnu sahilinde Sultan I. Mahmut zamanında yaptırılan “Topkapusu Sahil Sarayı” isimli ahşap  bir saray vardı. Burası bir yangında tamamen yanınca Yeni Saray’a “Topkapı Sarayı” ismi verildi.

TOPKAPI SARAYI NEREDE?

Haliç’e, Boğaziçi’ne ve Marmara Denizi’ne hâkim küçük bir tepede, İstanbul’un en güzel yerine kondurulan saray, günümüzde yaklaşık 80 bin m²’lik bir alanı kaplamaktadır. Fakat saray, ilk kurulduğu yıllarda bundan çok daha geniş (yaklaşık 700 bin m²’lik) bir sahaya yayılmıştı. Mesela günümüzde Gülhane Parkı olarak bilinen alan Harem bölümünün bahçesi olarak kullanılıyordu. Aynı şekilde demiryolu geçirilmeden önce Sarayburnu’nun sahil şeridi de saraya dâhildi.

OSMANLI DEVLETİ’NİN KALBİ

İnşaatına 1465 ile 1478 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet ile başlanan saraya en son ilave binayı Mecidiye Köşkü ile Sultan Abdülmecit yaptırıldı. Bu iki padişah arasında geçen yaklaşık dört yüz yıl boyunca Topkapı Sarayı, dünyanın en büyük devletlerinden birine merkez oldu. 24 milyon km²’lik bir cihan devletinin kalbi burada attı.

TOPKAPI SARAYI’NIN ÖZELLİKLERİ

Meşhur tarihçilerimizden Murat Belge’nin saray hakkındaki şu tespiti son derece dikkat çekicidir: “Osmanlı Sarayı, bilinçli bir tevazu anlayışıyla yapılmıştır; saray, büyük ölçüde yataydır; yüksek duvarlarla simgelenen bir debdebe türünden kaçınılmıştır. İstanbul’daki çeşitli camilerde, bunlar Allah’ın evi olduğu için, boyutlar özellikle büyük tutulmuştu. Ama padişahlar kendi evlerini bu anlamda azametli bir biçime sokmaktan kaçındılar. Dolayısıyla Topkapı Sarayı, Avrupa’da gördüğümüz bazı sarayların yanında mütevazı kalır ve şark ihtişamının popüler imgelerine benzemez. ‘Koca Osmanlı Sarayı bu muymuş?’ da dedirtebilir.”

TOPKAPI SARAYI’NIN MÜZE HALİNE GETİRİLMESİ

Topkapı Sarayı, 19. asrın ortalarına doğru Dolmabahçe Sarayı’nın yapılmasıyla birlikte devlet sarayı olma özelliğini kaybetti. 9 Ekim 1924 tarihinde ise müzeye dönüştürüldü.

TOPKAPI SARAYI BÖLÜMLERİ

  • Bâb-ı Hümâyun (Saltanat Kapısı)
  • Birinci Avlu (Alay Meydanı)
  • Aya İrini Kilisesi
  • İkinci Avlu ve Bâbü’s-Selâm
  • Saray Mutfakları
  • Dîvân-ı Hümâyun veya Kubbealtı
  • Adalet Kulesi
  • Dış Hazine Dairesi ve Silah Koleksiyonu
  • Bâbü’s-Saade ve Enderun
  • Arz Odası
  • III. Ahmet Kütüphanesi
  • Seferli Koğuşu
  • Yavuz’un Süsü
  • Fatih Köşkü
  • Has Oda ve Mukaddes Emanetler Dairesi
  • Bağdat ve Revan Köşkleri
  • Enderun Ağalar Camisi ve Sofa Camisi
  • Sofa Köşkü ve Hekimbaşı Odası
  • Harem

TOPKAPI SARAYI ZİYARET GÜNLERİ VE SAATLERİ

Topkapı Sarayı, salı günü hariç haftanın diğer günleri 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Ayrıntılı bilgi için tıklayınız!

TOPKAPI SARAYI NEREDEDİR? - HARİTA

TOPKAPI SARAYI FOTOĞRAFLARI


Topkapı Sarayı, Cülus Merasimi


Topkapı Sarayı, Birinci Avlu, 1920'ler


Topkapı Sarayı, Bağdat Köşkü


Topkapı Sarayı'nın Denizden Görünümü (Osmanlı Dönemi)


Topkapı Sarayı, Giriş Kapısı (Osmanlı Dönemi)


Havadan Topkapı Sarayı ve Haliç'in Görünümü


Topkapı Sarayı, Giriş Kapısı


Topkapı Sarayı Avlusu


Haliç'ten Topkapı Sarayı'nın Görünümü


Topkapı Sarayı, Kış


Topkapı Sarayı, Padişah Odası


Topkapı Sarayı, Valide Sultan Odası (Harem)


Topkapı Sarayı, Kutsal Emanetler Dairesi

İslam ve İhsan

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER

İstanbul’da Gezilecek Yerler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.