Suriyeli Kadının Hayata Tutunma Mücadelesi

Suriye iç savaşında Beşşar Esed rejiminin yaptığı saldırılarda bacağını, babasını ve kardeşlerini kaybeden Fida Hasan’a protez bacak takıldı.

Suriye iç savaşında Beşşar Esed rejiminin saldırılarında bacağını, babasını ve kardeşlerini kaybetmesine rağmen kamplarda gönüllü öğretmenlik yapan Fida Hasan, Türk kuruluşların desteğiyle protezine kavuştu.

23 yaşındaki Hasan, rejim güçlerinin dört yıl önce düzenlediği hava saldırısında bir bacağını, babasını ve kardeşlerini kaybetti. Eşinin çocuklarını alarak terk ettiği Hasan, Türkiye sınırında yerinden edilmiş sivillerin sığındığı kamplarda gönüllü öğretmenlik yapıyordu.

Türk yardım kuruluşu Uluslararası Doktorlar Derneğinin (AID) yaklaşık bir yıl önce protezi için çalışmalar başlattığı Hasan, STK’ların da desteğiyle protez bacağına kavuştu.

TRT Belgesel’in 2 Şubat’ta hikayesini yayınladığı Hasan, şunları kaydetti:

“Füze hayatımızı tahrip etti. Saldırı sonucu kardeşlerim ve babam şehit oldular. Bende sağ bacağımı kaybettim.” dedi.

Saldırıda kolunun ve sol bacağının kırıldığını belirten Hasan, “Karnımdan ve karaciğerimden yaralandım ve ameliyat oldum. Kampa geldikten sonra çok zor günler geçirdim. Kalacak çadır bile bulamadım. Kimse bana yardım etmiyordu. Yanımda kimse yoktu, tek başına yaşamak çok zordu. Gerçekten çok zordu.” ifadelerini kullandı.

Hasan, Türk STK’nın kendisini Türkiye’ye getirdiğini belirterek, şunları söyledi:

“Birkaç ameliyat geçirerek 9 ay kaldım. Benim durumum çok kötüydü. Sadece 33 kiloydum. AID Uluslararası Doktorlar Derneği ile protezimin yapılması için Suriye’de bir merkezde buluşuyorduk. Beni tedavi ediyorlardı. Doktorlar bana çok iyi baktılar. Farklı bir milletten olmalarına rağmen benim ailem gibi oldular. Onlardan çok memnun oldum. Durumum düzeldi. İHH İnsani Yardım Vakfı ve AID Uluslararası Doktorlar Derneği benim hayalimi gerçekleştirdiler. Onlar için ancak dua edebilirim. Allah onlardan razı olsun. Her zaman bu memnuniyet kalbimde kalacak. Beni yalnız bırakmadıkları için onlara çok teşekkür ediyorum.”

“TÜRKLERİ GÖRDÜĞÜM ZAMAN BU DÜNYANIN HALA İYİ OLDUĞUNU HİSSEDİYORDUM”

Türkiye’de tedavi olduğu dönemde gördüklerinden çok etkilendiğini dile getiren Hasan, şöyle konuştu:

“Türk milleti çok güler yüzlü ve iyiler. Türkiye’de çok güzel bir 9 ay geçirdim. Sokakta beni gören insanlar bana yardım ediyordu çünkü ben o zaman tekerlekli sandalye ile yaşıyordum. Allah’a şükür. Türkleri gördüğüm zaman bu dünyanın hala iyi olduğunu hissediyordum. Hayatımın sonuna kadar onlardan memnun kalacağım.”

SURİYE’DE PROTEZE İHTİYAÇ DUYAN YAKLAŞIK 100 BİN ENGELLİ VAR

AID Uluslararası Doktorlar Derneği Genel Başkanı Uzm. Dr. Mevlit Yurtseven de dernek olarak en temel hedeflerinin uzuv kaybı yaşamış kişilerin hayatlarını bir nebze de olsa kolaylaştırmak olduğunu söyledi.

Yurtseven, “Protez teslimini yapmamız sonrasında Fida’nın sevincini, gözlerindeki ışıltıyı görmek bizim en büyük kazancımızdır. Protez Ortez Projesi, ‘Hayaller Gerçek Olsun’ sloganıyla global bir projeye dönüşecek.” ifadelerini kullandı.

Suriye’de iç savaşın başından bu yana uzuv kaybı yaşamış ve protez ihtiyacı olan yaklaşık 100 bin engelli olduğunu tespit ettiklerini aktaran Yurtseven, şöyle devam etti:

“Bu tespit kaba bir tespittir. Zira savaş şartlarında kesin rakamlara ulaşmak oldukça zor. Uluslararası Doktorlar Derneği olarak İstanbul, Şanlıurfa ve Reyhanlı’da olmak üzere şu anda üç yüksek teknolojili protez merkezimizde 3D teknoloji kullanarak protezler üreterek insanlara yardım eli uzatıyoruz. Ayrıca 4. merkezimizin faaliyetini, Suriye içinde Cerablus’ta başlatıyoruz. Elbette bütün bunları bağışçılarımız, destekçilerimiz ve partnerlerimizle omuz omuza hayata geçiriyoruz. Protez ve ortez projesini ‘Hayaller Gerçek Olsun’ sloganıyla küresel bir proje haline getirmek için harekete geçmiş bulunuyoruz. Öncelikle Somali’nin başkenti Mogadişu’da, sonrasında Yemen ve Afganistan’da kalıcı protez merkezleri kuracağız. Bu merkezlerde hem protez üreterek ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı hem de bu ülkelerde protez konusunda uzman çalışanlar eğiterek yetiştirmeyi amaçlıyoruz.”

Yüksek Teknolojili Protez Ortez Yapım ve Uygulama Projesi Koordinatörü Doç. Dr. Yaşar Tatar da Hasan’ın merkeze geldiğinde oldukça ürkek olduğunu ancak zaman içerisinde sorunlar halledilerek protez takıldığında çok mutlu bir insana dönüştüğünü ifade etti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

SURİYELİLERLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Suriyelilerle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.