Ru’yetullah Nedir?

Cennette Allah’ın görülmesi meselesine ne denir?

Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına mazhar olan bir kul için ilâhî ikramların zirvesi, “Ru’yetullah”, yani Allah Teâlâ’yı görüp O’nun yüce cemâlini seyredebilmektir.

Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“Nice yüzler vardır ki o gün ışıl ışıl parlar! Rab’lerine bakarlar.” (el-Kıyâme, 22-23) Bunun üstünde bir saâdet ve bundan daha büyük bir nîmet de yoktur.

Nebiyy-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle haber vermişlerdir:

“Cennet ehli Cennet’e girince Allah Tebâreke ve Teâlâ onlara:

«‒Size artırmamı istediğiniz başka bir nîmet var mı?» diye sorar.

Onlar:

«‒Yâ Rabbi! Yüzümüzü ak etmedin mi? Bizi Cennet’e koyup Cehennem’den kurtarmadın mı, (daha ne isteyelim)?!» derler.

İşte o zaman Allah Teâlâ perdeyi kaldırır (ve Cemâlullâh’ı seyrederler). Onlara, Rab’lerine bakmaktan daha sevimli bir nîmet verilmemiştir.” (Müslim, Îmân, 297; Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 11)

Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri, Allah âşıklarının hâlini şöyle târif etmektedir:

“Cenâb-ı Hakk’ın bazı has kulları vardır ki, eğer Cennet’te onları «Cemâl-i bâ-kemâl»inden birazcık mahrum bırakacak olsa, Cehennemliklerin azaptan kurtulmak için Allah Teâlâ’ya yalvardıkları gibi, onlar da bu mahrûmiyetten kurtulmak için yalvarırlar.”[1]

MÜSLÜMANIN ÜÇ BAYRAMI

İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri de şöyle buyurur:

“Bizim üç bayramımız vardır. Birincisi; Ramazan (ve Kurban) bayramıdır. Bu, (bazı fedakârlıkların âdeta şehâdetnâmesi olarak lûtfedilen,) insan tabiatının/nefsin bayramıdır. İkincisi; kâmil îmanla göçmek şartıyla ölüm bayramıdır ki bu, büyük bir bayramdır. Üçüncü ve en büyük bayram ise âhirette Allâhʼın (cemâlinin) tecellîsine mazhar olunduğu zamanki bayramdır.”[2]

MÜMİN NASIL YAŞAMALI?

Velhâsıl, Cennet ve Cemâlullah ile müşerref olmak isteyen her mü’minin, Kur’ân ve Sünnet istikâmetinde, takvâ üzere bir kulluk hayatını, aşk ve vecd içinde yaşamaya gayret etmesi gerekir. İmâm Şârânî Hazretleri der ki:

“Ey kardeşlerim! Yüce Allâh’ın Kitâbı’nda anlattığı Cennetlerin nîmetlerini düşünerek sâlih amelleri ve iyilikleri çoğaltınız! Çünkü dînin her emrettiği şey için Cennet’in nîmetleri içinde bir derece vardır. O nîmetlere ise ancak o emri işlemekle nâil olunur.”[3]

Ayrıca kulun, hayatının her safhasında, ancak rızâ-yı ilâhî ile mümkün olan Cennet’i ciddiyetle talep etmesi ve aynı hassâsiyetle de gazab-ı ilâhînin tecellîgâhı olan Cehennem’den Allâh’a sığınması îcâb eder.

Nitekim Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-;

“Kendilerine Kitap verdiğimiz mü’minler, onu nasıl tilâvet etmek lâzımsa öyle tilâvet ediyorlar…”[4] âyet-i kerîmesini şöyle tefsir etmiştir:

“Cennet’in zikredildiği âyetleri okuyunca Allah’tan Cennet’i ister, Cehennem’den bahsedilen âyetler gelince de Cehennem’den Allâh’a sığınırlar.” (İbn-i Ebî Hâtim, Tefsîr, I, 218; Ali el-Müttakî, Kenz, II, 357/4230)

Dipnotlar:

[1] Ebû Nuaym, Hilye, X, 34; Kuşeyrî, Risâle, s. 499.

[2] Bursevî, Rûhu’l-Beyân, c. 2, sf. 200.

[3] İmâm Şârânî, Ölüm Kıyâmet Âhiret, s. 48.

[4] el-Bakara, 121.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

CENNET İLE İLGİLİ BİLGİLER

Cennet ile İlgili Bilgiler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.