Kur'an'a Göre Hazreti İsa ve Hazreti Meryem'in Hayatı

Îsâ -aleyhisselâm-, İsrâiloğulları’na gönderilen peygamberlerin sonuncusudur. Peygamberlerin en yüceleri olan ve kendilerine “ülü’l-azm” denilen beş peygamberden biridir.

Cenâb-ı Hak, Hazret-i Îsâ’nın doğumunu müjdelerken O’nun dünyada ve âhirette şerefli ve îtibarlı, Allâh’a yakın ve sâlih bir kul olacağını haber vermiştir. (Bkz. Âl-i İmrân, 45-46)

Îsâ -aleyhisselâm-, Allâh’ın izniyle daha beşikteyken konuştuğunda şu ulvî vasıflara dikkat çekmiştir:

“Ben, Allâh’ın kuluyum! O, bana Kitâb’ı verdi ve beni peygamber yaptı! Nerede olursam olayım, O beni mübârek kıldı. Hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti. Beni anneme saygılı (hayırlı bir evlât) kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı.” (Meryem, 30-32)

Hazret-i Îsâ’ya otuz yaşında peygamberlik verildi. O da he­men vazifesini yapmaya başladı. Bu uğurda pek çok çilelere katlandı. Otuz üç yaşına geldiğinde yahudîler tarafından öldürüleceği sırada Cenâb-ı Hak O’nu semâya yükseltti.

 HAZRET-İ MERYEM

Hazret-i Meryem, çok genç yaşta kendisini ibadete ve hizmete adaması, iffeti, sabrı ve Allâh’a teslîmiyeti ile en güzel bir numûne-i imtisâldir. O, Allâh’ın rızâsına ve türlü izzet ü ikramlarına nâil olmuş bir genç kızdır. Allah Teâlâ’nın terbiyesi ve Hazret-i Zekeriyyâ’nın himâyesi altında zarif bir çiçek gibi yetişmiştir. Daha dünyadayken cennet nîmetlerine nâil olmuş, Cebrâil -aleyhisselâm-’ı görmüş ve mûcizevî bir doğumla büyük bir peygamberin annesi olmak şerefine ermiştir.

Kur’ân-ı Kerîm’de ismi zikredilen tek hanım odur. İsmi Kur’ân-ı Kerîm’in 34 yerinde geçmektedir.

Annesi, Hazret-i Meryem’i dünyaya getirdiğinde onu ve zürriyetini şeyta­nın şerrinden koruması için Allâh’a sığındı.[1] Demek ki her işte ve dâimâ Allâh’a sığınmak gerekmektedir.

Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“İffetini korumuş olan İmran kızı Meryem’i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona rûhumuzdan üfledik, o da Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti ve gönülden itaat edenlerden oldu.” (et-Tahrîm, 12; el-Enbiyâ, 91)

Hazret-i Meryem, gece gündüz ibadet ederdi. İsrâiloğulları arasında takvâsıyla tanınmıştı. Hattâ kendisinden kerâmetler zuhûr etmeye başlamıştı. Kur’ân’da “sıddîka” diye medhedilmiştir.

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Hani melekler demişlerdi: «–Ey Meryem! Allah seni seçti, tertemiz yarattı ve bütün dünya kadınlarına üstün tuttu. Ey Meryem! Rabbine ibadet et, secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükûya var!»” (Âl-i İmrân, 42-43)

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Hazret-i Meryem hakkında şöyle buyurmuştur:

“İmran kızı Meryem, zamanında dünyada bulunan kadınla­rın en hayırlısıdır. Bu ümmetin kadınlarının en hayırlısı da Hatîce’dir.” (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 69)

Hâsılı Cenâb-ı Hak, Hazret-i Îsâ’yı ve annesi Hazret-i Meryem’i yaşadıkları temiz, iffetli ve Allâh’a itaatle dolu hayatları sebebiyle kudretine bir alâmet kılmıştır. (Bkz. el-Mü’minûn, 50)

[1] Bkz. Âl-i İmrân, 36.

Kaynak: Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hakk'a Adanmış Gençlik , Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Allah razı olsun

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.