Ashâb-ı Kirâmın En Mühim Meşguliyeti

Ashab-ı Kiramın en mühim özelliği Allah'ın emirlerini uygulayıp, Efendimiz'i (s.a.v.) en güzel şekilde örnek alarak hayatlarına tatbik etmekti. 

Enes -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:

“Biz Allâh’ın Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile birlikte otururduk. Bâzen altmış kişi olurduk. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bize bâzı hususlar anlatırdı. Sonra Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kalkıp bâzı ihtiyaçları için evine giderdi. Bu esnâda biz de kendi aramızda Efendimiz’in anlattığı hususları müzâkere ederdik. Biri bittiğinde diğer hadîs-i şerîfi müzâkere ederdik. O meclisten kalktığımızda Allah Rasûlü’nün sözleri sanki yere sağlamca dikilen bir ağaç gibi kalplerimize iyice yerleşip kök salmış olurdu.” (Ebû Yâlâ, Müsned, VIII, 123/4091; Heysemî, I, 161)

Sahâbe-i kirâmdan Câbir bin Abdullah -radıyallâhu anhumâ-, Abdullah bin Üneys’e bir tek hadîs sormak için tam bir aylık yol yürümüştür. Bir seferinde Medîne’den Şam’a, diğerinde de Mısır’a gitmiştir. (Bkz. Buhârî, İlim, 19; Hâkim, Mârifet, s. 8-9; İbn-i Abdi’l-Berr, İlim, s. 127)

Hâsılı ashâb-ı kirâmın en mühim meşgûliyeti Kur’ân-ı Kerîm’i ve hadîs-i şerîfleri öğrenip yaşamaktı. Tâbiînden Ebû Nadre, şöyle der:

“Peygamber Efendimiz’in ashâbı bir araya geldiklerinde ilim (hadîs-i şerîfleri) müzâkere ederler ve Kur’ân’dan bir sûre okurlardı.”[1]

Yine tâbiînin önde gelen âlimlerinden Ebu’l-Âliye de şöyle demiştir:

“Biz, Basra’da iken Rasûlullâh’ın ashâbından gelen bâzı rivâyetler işitiyorduk. Buna gönlümüz râzı olmuyor, hemen bineğimize atlayıp Medîne’ye gidiyor ve hadîs-i şerîfi bizzat ashâbın ağzından dinliyorduk.” (Dârimî, Mukaddime, 47/570; Hatib el-Bağdâdî, el-Kifâye fî İlmi’r-Rivâye, Beyrut 1988, s, 402-403)

Yine tâbiîn âlimlerinden Saîd bin Müseyyeb:

“Sadece bir hadis öğrenmek için gece-gündüz uzun yolculuklar yapıyordum.” demiştir. (İbn-i Kesîr, el-Bidâye, IX, 106)

İmâm Mâlik Hazretleri’nin küçük bir kızı vardı. Babası ona Muvatta isimli hadis kitabını ezberletmişti. Talebeler babasına bu kitabı okurken o da kapının arkasından onları dinlerdi. Okuyan kişi hatâ yaptığında kapıyı tıklatır, babası da talebenin hatâ yaptığını anlar ve hadisi tekrar ettirirdi. (İbn-i Ferhûn, Dîbâcü’l-Mezheb, s. 7)

İbrahim bin Edhem Hazretleri şöyle anlatır:

“Babam bana küçükken:

«−Evlâdım! Hadîs öğren! Dinleyip ezberlediğin her hadîs için sana bir dirhem vereceğim.» dedi.

Bu teşvik sâyesinde hadîs üzerinde çalışmaya başladım.” (Hatîb el-Bağdâdî, Şerafü Ashâbi’l-Hadîs, s. 165)

Hazret-i Hüseyin’in oğlu Zeynelabidîn Hazretleri de şöyle buyurmuştur:

“Biz Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in gazvelerini tıpkı Kur’ân’dan bir sûre öğrenir gibi öğrenirdik.” (İbn-i Kesîr, Sîret, II, 352)

[1] Hatîb el-Bağdâdî, el-Fakîh ve’l-Mütefakkih, Beyrut 1395, II, 126.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.