Yeniden Dirilme Nedir?

Öldükten sonra yeniden dirilmeye ne denir? Yeniden dirilme nedir, nasıl olacaktır? Kur’an’da geçen yeniden dirilme ayetleri.

Öldükten sonra yeniden dirilmeye Ba’s" denir.

YENİDEN DİRİLME NASIL OLACAK?

Kıyametin kopmasından sonra İsrafil (a.s) sûra ikinci defa üfürecek ve bütün canlılar yeniden dirilecektir. Ehl-i sünnet inancına göre yeniden diriliş, beden ve ruh olarak gerçekleşecektir. İnsanı ilk olarak yaratan Allah’ın, ölüp toprak olduktan sonra ikinci kez yaratmaya da gücü yeter. Âyetleri inkâr edenlerin derilerine azap uygulanacağını bildiren âyetle,[1] mahşerde hesap sırasında insanın el, dil ve ayaklarının tanıklık yapacağını bildiren âyetler,[2] yeniden dirilişin ruh ve bedenle olacağını gösterir.

YENİDEN DİRİLME AYETLERİ

Kur’an’da yeniden dirilişle ilgili olarak şu deliller ileri sürülür:

1. Bir şeyi yoktan var edenin, o şeyi ikinci defa var etmesi öncelikle mümkündür. Âyetlerde şöyle buyurulur: “Kendi yaratılışını unutup, bize bir örnek getirerek şöyle diyor: Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek? De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.” [3]

“Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilme konusunda kuşkuda iseniz, (bilin ki) biz sizi topraktan, sonra nutfe (sperm) den, sonra alaka (embrio) dan, sonra biçimlenen ve biçimlenmeyen bir çiğnem et parçasından yarattık ki size (gücümüzü) açıkça gösterelim. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarırız. Sonra olgunluk çağına erişmeniz için sizi (büyütürüz.). Bununla birlikte kiminiz öldürülür, kiminiz de önceki bilgisinden sonra, hiçbir şey bilmemek üzere, ömrünün en kötü çağına ulaştırılır. Sen yeryüzünü kupkuru ve susuz bir halde görürsün. Fakat biz onun üstüne suyu indirdiğimiz zaman, o harekete gelir, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir.[4]

2. Zor bir şeyi yaratan daha kolayını yaratabilir. Göklerin ve yerin yaratılması insanın yaratılmasından daha zordur.[5] Diğer yandan insanın ilk yaratılışı ikincisinden daha zordur.[6]

3. Ölü bir durumda olan yeri canlandıran Allah, insanı da diriltebilir.[7]

4. Bir şeyi zıddına çevirebilen, onu yeniden benzerine çevirebilir. Ateşi suyu bol yeşil ağaçtan çıkaran Allah, insanı da yeniden yaratabilir.[8]

Hz. Peygamber’in çeşitli hadislerinde de yeniden dirilme konusunda bilgi verilmiştir. Bir hadiste şöyle buyurulur: “İnsanın kuyruk sokumu kemiği (acbü’z-zeneb) dışındaki her şeyi, ölümünden sonra çürüyüp yok olacaktır. Kıyamet günü yeniden diriltme bu çürümeyen parçadan olacaktır.” [9] Başka hadislerde kıyamet günü bütün insanların diriltileceği, kabirden ilk olarak Hz. Muhammed’in kalkacağı,[10] ve her kulun öldüğü hal üzere diriltileceği bildirilmiştir.[11]

Dipnotlar:

[1] Nisâ, 4/56. [2] Nûr, 24/24, 25. [3] Yâsîn, 36/78, 79. [4] Yaratılış aşamaları: Yukarıdaki âyette yer alan bu yaratılış aşamaları günümüz Anatomi bilimi ile de örtüşmektedir. Bu âyette cenin dönemi, “nutfe, alaka ve mudga” sırasına göre zikredilmiştir. 400-500. milyon erkek sperminden (nutfe), bir tanesinin, kadının yumurta hücresini aşılamasıyla, embrio (alaka) dönemi başlar ve kadının ovariumuna tutunarak, hücre bölünmesi yoluyla çoğalmaya başlar. Önce şekli belirsiz bir çiğnem et (mudga) halini alır, daha sonra organlar belirli hale gelince, yaklaşık dört aylık olunca ruh üflenir. Kan pıhtısı hükmünde olan embrio (alaka) dönemi yaklaşık bir buçuk- iki ay kadar sürer. Bu dönemde zarûret veya ihtiyaç durumunda ceninin düşürülmes caiz olur. Organların teşekkül etmesinden ruh üfleninceye kadar olan dönemde, sebepsiz yere ceninin düşürülmesi ise caiz olmayıp, “gurre (diyetin yirmide biri)” denilen  bir tazminat cezasını gerektirir. Ancak kadının frengi, kanser, felç ve ağır kalp rahatsızlığı gibi doğum yapmasını ya da hayatını riske sokan hastalıklar varsa, bunlar çocuğun aldırılması için bir özür sayılır. (bk. Hamdi Döndüren, Aile İlmihali, İst. 1995, s. 255-260). Âyette benzer gelişmenin kuru toprağa suyun inmesi ile, bitkiler âleminde de gerçekleştiği belirtilir. [5] Ahkâf, 46/33. [6] Rûm, 30/27. [7] Hac, 22/5-7. [8] Yâsîn, 36/80, 81. [9] Buhârî, Tefsîr, 39/3; Müslim, Fiten, 141, 142. [10] Buhârî, Tefsîr, 39/3; İbn Mâce, Cenâiz, 58. [11] Buhârî, Rikâk, 45; Müslim, Cennet, 55-59, 83.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLME

Öldükten Sonra Dirilme

ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLME İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Öldükten Sonra Dirilme İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • çok güzel olmuş

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.