Yemen'de İnsanlık Dramı Yaşanıyor

Yemen Islah Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Muhammed Humeykani, "savaş nedeniyle Aden'de gıda ve ilaç kalmadığını, onbinlerce kişinin Cibuti'ye göç ettiğini bildirdi.

Yemen Islah Partisi temsilcileri ile sivil toplum kuruluşlarından oluşan heyet, İstanbul merkezli Anadolu Platformu'nu ziyaret ederek Yemen'deki son gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.

SAVAŞ, İNSANLIK DRAMINA DÖNÜŞTÜ

Anadolu Platformu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ramazan Kayan ile bazı platform üyelerinin hazır bulunduğu ziyarette konuşan Yemen Islah Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Muhammed Humeykani, ülkede savaş nedeniyle yaşanan olumsuzlukların insanlık dramına dönüştüğünü ifade etti.

"Yemen'de insanlık dramı yaşanıyor" diyen Humeykani, "Bu durum ülkenin güneyindeki Aden'de daha da kötü. Çünkü halk, Husilere karşı en şiddetli direnişi orada gösteriyor" ifadesini kullandı.

Aden'de insani ihtiyaç maddelerinin tükendiğini dile getiren Humeykani, şöyle devam etti:

ON BİNLERCE İNSAN GÖÇ ETTİ

"Savaş nedeniyle insani ihtiyaç maddeleri tükendi. Gıda ve ilaç kalmadı. Hastanelerde ameliyat malzemesi bulunamıyor. Acilen sahra hastanelerine, ambulanslara, itfaiye araçlarına ihtiyacımız var. Yemen'de binlerce insan oradan oraya göç ediyor. On binlerce insan Cibuti'ye göç etti."

Yemen'de 426 sivil toplum örgütünün çatı kuruluşu Nema Platformu'nun Başkanı Dr. Abdurrakib Ubad, dün itibariyle Marib bölgesindeki askeri birliğin Halk Direniş güçlerinin eline geçtiğini dile getirdi.

Devrik Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih ordusundan ayrılan bazı subayların Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi yanlısı "Halk Direniş" güçleri saflarına geçtiğini belirten Ubad, "Halk Direniş güçleri hergün yeni zaferler kazanıyor. Yakın bir zamanda Yemen'in tamamının Husilerden kurtarılmasını ümit ediyoruz" diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.