Trafik Kaynaklı Hava Kirliliğini Anlık Tespit Edecek Proje Geliştiriliyor

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Kuzu ve ekibi, geliştirdikleri projeyle araç trafiğinden kaynaklanan hava kirliliğinin gerçek zamanlı haritasını çıkaracak.

Doç. Dr. Levent Kuzu, TÜBİTAK destekli "Taşıt kaynaklı emisyonların modellenmesinde derin öğrenme ve hesaplamalı akışkanlar dinamiği yöntemleri kullanarak yüksek çözünürlüklü hava kirliliği modellemesinin geliştirilmesi" projelerinin ayrıntılarını AA muhabirine anlattı.

Büyükşehirlerde hava kirliliğini etkileyen en önemli faktörün, araçlarda ve hanelerde ısınmak için kullanılan yakıtlar olduğunu söyleyen Kuzu, yakıtın içeriğine bağlı olarak havaya kirletici gazların, partiküllerin atmosfere salındığını dile getirdi.

Gazlar içinde kükürt dioksit, azot dioksit gibi kirleticiler olduğunu vurgulayan Kuzu, "Bunlar genellikle üst solunum yolu hastalıklarında etkili oluyor. Bunlar için kritik değerler var, bu limitlerin aşılmaması lazım. Bunlar, kirleticinin türüne göre günlük ya da saatlik olarak değişkenlik gösteriyor. Bizim limit değerlerimiz Avrupa Birliği ile uyumlu." değerlendirmesini yaptı.

Şehir trafiğinin hava kirliliğinin önemli bir nedeni olduğunu belirten Kuzu, şunları söyledi:

"İstanbul ve Londra'da, iki farklı büyükşehirde benzer hava kirletici problemleriyle karşılaşılmaktadır. 10 mikrondan küçük partiküller ve azot oksitler önemli kirleticiler arasında yer alıyor. Partikülün, atmosferde hem doğal kaynağı vardır, bir de çeşitli insan faaliyetlerinden kaynaklananı vardır. Bunun içinde en başta trafik geliyor. Evsel yakıtlar da buna katkı sunar. Azot oksitlerde ise yanma faaliyetleri etkilidir. Sanayi, ısınma, araçlardaki içten yanmalı motorlar sebebiyle yüksek azot oksit konsantrasyonları gerçekleşiyor. Araçlar ve motorlar, hacimleri büyüdükçe daha fazla emisyon salarlar. Bunların emisyon rakamlarına biz 'emisyon faktörleri' diyoruz. Bu faktörler, aracın yaşına göre değişiklik gösterir."

Anlık gerçek veri

İstanbul'un çeşitli noktalarında hava kalitesi ölçüm istasyonları olduğunu belirten Kuzu, "Burada caddede yaptığımız ölçümle, arka sokaktaki ölçümdeki değerler aynı olmayabilir. Farklılıklar olacak fakat her sokağa ölçüm istasyonu yerleştiremeyiz. Bunun gerçekçi tahminini yapmak amacıyla hava kirliliği tahminini gerçek değere en yakın olacak şekilde geliştirmek istedik. Buradaki araçları derin öğrenme yöntemiyle, kameradan sayıp, toparlayıp, daha sonra türlerine ayırarak gerçekçi verileri elde edip emisyonları hesaplayacağız." diye konuştu.

Trafiğin ve kentleşmenin yoğun olması ve halihazırda bir hava kalitesi ölçüm istasyonunun bulunması nedeniyle Beşiktaş Barbaros Bulvarı'nı pilot bölge seçtiklerini anlatan Kuzu, elde ettikleri verileri bölgedeki ölçüm istasyonunun verileriyle kıyaslayarak modelin en optimum şekle gelmesini sağlayacaklarını aktardı.

Doç. Dr. Kuzu şöyle devam etti:

"Caddeden geçen araçlar türlerine göre tek tek sınıflandırılacak, trafik yoğunluğu, trafikte bekleme süresi de hesaplanarak bir emisyon hesabı çıkarılacak. Modelle, araçların atmosfere saldığı zararlı gazların ve partiküllerin konsantrasyonları anlık olarak belirlenecek. Proje tamamlandıktan sonra geliştirilen model metodolojisi istenilen bölgede kullanılabilecek. Normalde hava kirliliği tahminleri genelleme ile yapılır. Bizim yöntemimizde anlık, gerçek veriler olacak. Bu verilerle en gerçekçi tahmini yapmaya çalışacağız."

"Önemli olan kirleticiyi doğru tespit edebilmek"

Araçların otobüs, otomobil, motosiklet gibi türlerine göre emisyonlarının farklı olduğuna, ayrıca bazı saatlerde trafik yoğunluğu oluştuğunda araçların çok düşük hızlarda daha fazla emisyon ürettiğine dikkati çeken Kuzu, tüm bu etkenleri hesaplayarak bir sonuç elde edeceklerini kaydetti.

Projeyi iki yıl içinde tamamlamayı hedeflediklerini bildiren Kuzu, "Amacımız Beşiktaş'ı pilot bölge kabul edip, modeli en verimli hale getirip, ondan sonra her yere uygulayabilmek. Önemli olan kirleticiyi doğru tespit edebilmek. Doğru tespiti yaptıktan sonra bunlar bize parmak izi gibi bilgiler verecek. Çünkü kirleticilerin kaynağı farklıdır. Bunları belirledikten sonra gerekli önlemlerin alınması sağlanacaktır." diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.