Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım, mesleği gereği devalı seferi olan kişinin nasıl oruç tutacağını anlatıyor...
Kanada Dışişleri Bakanlığı'nda görevli diplomat Fred Jacques, Montreal Türk Kültür Merkezi’nde kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu.
Ayasofya Meydanı’nda ilk defa geçen sene düzenlenen Ümmet İftarı’nın bu yıl ikincisi geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
Kâmil bir mü’min, gönül insanıdır. Merhamet ve diğergâmlık, onun en belirgin vasfı ve tabiat-i asliyesidir. Merhamet, mü’minin kalbinde hiç sönmeyen bir ateş gibidir. İnsan rûhunun ulaşabileceği olgunluk zirvesine çıkışın yolu, merhamet ve hizmet basamaklarından geçmektedir. Merhamet, îmânımızın bu âlemde şâhidi olan ve bizi kalben Rabbimize yaklaştıran ilâhî bir cevherdir.
Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım, ihtilam olan kimsenin orucunun bozulup bozulmadığını anlatıyor...
Allah teâlâ ve tekaddes hazretleri; bazı kullarını ilim yoluna sevk eder, zihinlerini açar, hâfızalarını kuvvetlendirir; bazılarına da fazlasıyla helâlinden servet verir. İşte bu iki zümre bunun Cenab-ı Hakkın kendilerine bir nusret-i ilâhîsi olduğunu bilerek, kibirlenmeyip, tevâzû, sabır ve şükür yolunda sâbit olurlarsa felâha erenlerden olurlar.
İhlâs ve istikâmet, hizmet ehlinin vazgeçilmez iki temel vasfı olmalıdır. Makbûl bir hizmette niyet, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını kazanmaktan ibârettir. “Ne hayırsever insanmış.” dedirtmek ve bundan nefsânî bir iftihar payı çıkartmak, hizmetin ecrini zâyî etmektir. Böyle nefsânî hislerle, o ulvî gâye, gölgelenmemelidir.
Ağız kokularının yüzde 13'ü; diyabet, sinüzit ve mide sorunları, solunum yolu hastalıkları, böbrek ile karaciğer yetmezliği gibi ağız dışı doku ve organların hastalıkları nedeniyle gelişiyor. Bunların yanısıra orucun verdiği açlıkla ağız kokusu oluşuyor. Diğer taraftan beslenme tipi ve sigara da ağız kokusuna yol açan faktörlerden. Peki ağız kokusunu gidermek için neler yapmak, nelerden kaçınmak gerekiyor? İşte ağız kokusu için sahurda yapacağınız 10 uygulama...
Uzmanlar Ramazan'da tutulan orucun insan vücuduna bir çok faydasının olduğunu söylüyor. Strese de iyi gelen oruç, bakın beyni ve vücudu nasıl etkiliyor...
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.