Tabir Nedir?

Tabir ne demek? Tabir kelimesi ne anlama gelmektedir? Tabir kelimesine örnek cümleler...

Tabir: İfâde, söz, yorum, yorumlama, rüyâ yorumu gibi anlamlara gelmektedir.

TABİR KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Biz bugün, bütün bu mânâları yalnızca “tefekkür etmek” veya “düşünmek” tâbirleriyle ifâde ediyoruz. Şüphesiz ki bu hâl, aziz milletimizi İslâm kültüründen tecrid etmek için lisânımızda yaşanan dehşetli tahrip ihânetinin acı bir neticesidir. Zira insan, kelimelerle düşünür. Mefhumları ve onların ifâde vâsıtaları olan kelimeleri eksiltilip çarpıtılmış bir lisan ile derin İslâmî tefekkürün ufuklarına açılmak mümkün değildir. Bu bakımdan Kur’ân kültüründen gelen kelimelerimize sahip çıkıp onları kullanarak yaşatmak ve onların yerine ikāme edilmek istenen uydurma dile aslâ îtibâr etmemek îcâb eder.

*****

Karıncanın, içinde yaşadığı köşkü ve ondaki güzellikleri bilme imkânı yoktur. Ancak insan, tefekkür ve tahayyülü sâyesinde nice âlemleri dolaşabilir. İlâhî sanat hârikalarını idrâk edebilir. Allah Teâlâ’nın insana lûtfettiği, sayılamayacak kadar sonsuz nîmetlerine mukâbil, kendi hiçlik ve acziyetini kavrayıp şükür secdelerine varabilir. Bunu ancak “insan” olan yapabilir. Yâhut diğer bir tâbirle ancak bunu yapabilenler, insanlık şeref ve haysiyetini taşıyabilirler.

*****

Yüce hakîkatlere karşı rûhunu hasta edip de bunun farkında olmayan kimseler hakkında Cenâb-ı Hak:

“Körler, sağırlar, dilsizler...” tâbirlerini kullanır.

*****

Nitekim Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hakkında söylenen “Muhammedü’l-Emîn” tâbiri, müşriklerin de dillerinden düşmezdi. Nitekim onlar kendi yandaşlarına değil, Rasûl-i Ekrem Efendimiz’e güvenip emânetlerini teslîm ederlerdi.

*****

Teblîğ, İslâm dînini ve onun esaslarını anlatarak, insanların bu emirler istikâmetinde yaşamalarını sağlamaya çalışmaktır. En meşhur tâbiriyle teblîğ “emr-i bi’l-ma’rûf, nehy-i ani’l-münker: İyi ve güzel olanı emretmek, kötü ve çirkin olan şeyden menetmek” diye bilinmektedir.

İslam ve İhsan

TABİR NE DEMEK?

Tabir Ne Demek?

PEYGAMBERİMİZİN RÜYA TABİRLERİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Peygamberimizin Rüya Tabirleri ile İlgili Hadisler

"CEHENNEM NEFSE HOŞ GELEN ŞEYLERLE KUŞATILMIŞ" HADİSİ

"Cehennem Nefse Hoş Gelen Şeylerle Kuşatılmış" Hadisi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.