Suyu Temizlemede Doğal Yöntem

Su mercimeği hem sudaki kirliliği önlüyor hem de hayvanlara yem oluyor.

Su mercimeğinin durgun sulardaki kirliliği önleyerek ve içme sularındaki ağır metalleri uzaklaştırarak çevreye sayısız fayda sunduğu bildirildi.

  • Su mercimeğinin kirli suların arıtılması için kullanılması, bu konuda harcanan enerji maliyetlerinin azaltılmasında doğal yöntemlerden biri olarak dikkati çekiyor.
  • Durgun sulardaki kirliliği önleyen su mercimeği, içme sularındaki ağır metalleri uzaklaştırıyor, suyun yüzeyini kaplayarak buharlaşmayı önemli ölçüde azaltıyor, aynı zamanda hasat edilerek hayvanlar için protein bakımından zengin bir yem olarak kullanılabiliyor.

 SU TEMİZLEMEDE DOĞAL YÖNTEM

Dünya nüfusundaki artışa karşın doğal kaynakların sınırlı olması enerji verimliliğinin önemini artırıyor. Atık su arıtma tesislerinin işletilmesi sırasında kullanılan enerji maliyeti de bu tesislerdeki önemli gider kalemlerinden biri olduğu için alternatif yöntemlere yönelmenin önemi ön plana çıkıyor.

TÜBİTAK MAM tarafından "Enerji verimli ve enerji pozitif atık su arıtma tesislerinin geliştirilmesi projesi" kapsamında yayımlanan rapora göre, atık su arıtma tesislerinde uygulanan prosesin tipine göre bir metreküp atık suyun arıtılması için 0.3 ila 0.6 kWh/m3 enerji harcanıyor.

Su mercimeğinin kirli suların arıtılması için kullanılması, bu konuda harcanan enerji maliyetlerinin azaltılmasında doğal yöntemlerden biri olarak dikkati çekiyor.

Durgun sulardaki kirliliği önleyen su mercimeği, içme sularındaki ağır metalleri uzaklaştırıyor, suyun yüzeyini kaplayarak buharlaşmayı önemli ölçüde azaltıyor, aynı zamanda hasat edilerek hayvanlar için protein bakımından zengin bir yem olarak kullanılabiliyor.

Bir tatlı su bitkisi olan ve suyu kirleten azot, fosfor, potasyum ve karbon gibi elementleri tüketerek beslenen su mercimekleri, havadan aldıkları oksijeni, saçak kökleri vasıtasıyla suya ileterek arıtma vazifesi görüyor.

"Sudaki ağır metalleri çekme özelliği var"

Su mercimeğiyle ilgili çalışmaları olan Prof. Dr. Volkan Dündar, su mercimeğinin Türkiye'deki göletlerde ve durgun sularda çok sık rastlanan, kökü toprağa girmeyen ve suyun yüzeyinde salınan, bilinen en küçük bitkilerden biri olduğunu söyledi. Dündar, şöyle devam etti:

"Su mercimeği öncelikle doğada organik maddelerle kirletilmiş suları temizlemede işe yarar. Bu nedenle örneğin su mercimeği ABD'de 1000 nüfus civarında küçük kasabaların kanalizasyonlarının temizlenmesinde kullanılır. O su temizlendikten sonra doğaya bırakılır. Venedik'te kanalların temizlenmesinde yine su mercimeği etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Kirli suların temizlenmesi özelliğinin yanında ağır metalleri çekme özelliği vardır. Sularda bulunan bakırı, kadmiyumu ve diğer birçok ağır metali, binlerce kat konsantrasyonda kendi bünyesine alarak suları ağır metallerden temizleme özelliğine sahiptir."

Su mercimeğinin aynı zamanda önemli bir hayvan yemi olduğunu, tavuk ve ördeklerde protein dengesini sağlamak için kullanılabildiğini, kurutulmuş haliyle yem olarak verilmesi halinde ineklerin verimini yüzde 15 artırdığını anlatan Dündar, "Özellikle yemin çok pahalı olması nedeniyle hayvancılığın darboğaza girdiği bir dönemde aslında bu ülkeye nefes aldırabilecek bir yöntem, çünkü su harcamıyorsunuz, sadece suyunuzun üstünde bunu üretiyorsunuz. Sulardaki kirliliği temizliyorsunuz ve mükemmel bir yem elde ediyorsunuz." diye konuştu.

Dündar, bitkinin, hayvanlar için protein kaynağı olmasının yanı sıra beta karoten ve lif açısından da zengin içeriğe sahip olduğuna işaret ederek, "Su mercimeğini bol yedirdiğimiz tavukların yumurta sarıları bir güzel koyulaşır. Piyasadaki ticari yemlerde 'gezen tavuk yemi' diye bir yem var. Bunun içine yumurta sarısı koyulaşsın diye kimyasal boya koyuyorlar. Buna hiç gerek yok. Su mercimeği yetiştirin, tavuklarınıza verin. Koyu renkli, mükemmel sarısı olan yumurtalar yetiştirebilirsiniz." bilgisini paylaştı.

Yetiştirilme ortamı

Prof. Dr. Dündar, su mercimeğinin aşırı güneşli yerlerden ziyade ağaç gölgesinin suya düştüğü, 1-20 derece arasındaki tatlı sularda yetişebildiğini, 25- 30 santimetre derinlikteki bir suda bile rahatlıkla yetiştirilebildiğini, her gün yarısı toplansa bile azot ihtiyacı karşılanırsa ertesi gün aynı şekilde çoğalabildiğini anlattı.

Su mercimeği yetiştirmenin hiçbir uzmanlık gerektirmediğinin altını çizen Dündar, akvaryumlarda suyun temizliğini sağlayan filtreler yerine su mercimeği kullanılabileceğini vurguladı.

"Masraf azalıyor, su değerleniyor"

Narköy Çiftliği kurucu ortağı ve emekli öğretmen Nardane Kuşçu, Kandıra'daki 120 dönümlük çiftliğinde ata tohumlarıyla sebze ve meyve yetiştirdiğini, su mercimeği ile de atık suları arıttığını söyledi.

Çiftlikte toplanan yağmur sularının önce depoda biriktirildiğini, acil durumlarda rezervuarlarda kullanılabildiğini anlatan Kuşçu, suyun fazlasını ördek göletine ilettiklerini, atık suları ise oluşturdukları gölete göndererek su mercimeğini bu alanda suyu arıtmak için kullandıklarını, topladıkları su mercimeklerini de tavuk ve ördeklere yem olarak verdiklerini aktardı.

Uyguladıkları bu sistem nedeniyle Fransa'dan kendisine "Toprağın Kadını Ödülü" verildiği bilgisini paylaşan Kuşçu, "Ekosisteme çok büyük katkısı var. Bize de katkısı var, vicdanımız rahat kullanıyoruz. Bu çok önemli, masraf azalıyor, su değerleniyor. Geri dönüşüm, döngüsel ekonomi oluyor." ifadelerini kullandı.

Kuşçu, su mercimeğinin hiçbir özel bakım gerektirmediğine değinerek, "Her gün belli bir miktarını almakta fayda var. Hem hayvanların beslenmesi açısından hem su mercimeğinin burada üremesi açısından. Aslında başka bir açıdan bakarsanız ki henüz biz bunu yapmadık ama akvaryumlar için satmaya başlarsak gelir de olur." açıklamasını yaptı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.